Öğr. Gör. İbrahim Erol, İstanbul Suriçi’ni “Yerin Ruhu” Kavramı Üzerinden Değerlendirdi
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Öğr. Gör. İbrahim Erol, “yerin ruhu” kavramı üzerinden İstanbul Suriçi’ne yönelik bir mekân değerlendirmesi yaptı.
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Öğr. Gör. İbrahim Erol, Norberg Schulz'un “yerin ruhu (genius loci)” kavramı üzerinden İstanbul Suriçi’ne yönelik bir mekân değerlendirmesi yaptı.
Öğr. Gör. İbrahim Erol’un konu ile ilgili görüşleri şu şekildedir:
“İnsan, en temel anlamıyla, mesken tutarak ve yerleşerek varlığını somutlaştırmaktadır. Mekân içerisinde zaman, anlam ve iletişimin örgütlenme süreci olarak mimarlık, insanı bu kavramların merkezine alarak, işlevsel gereksinimleri, ekonomik ve teknik olanaklarla bir araya getirerek estetik bir inşa ve tasarım sürecini ortaya çıkarmaktadır. Schulz, mekânın yer niteliği kazanması durumunu, eski Roma kültüründen gelen yerin ruhu (genius loci) kavramı ile açıklamaktadır. Yerler, kendisini belirten isimlerin anlamlarıyla bütünleşmekte ve bir ruha (genius loci) sahip olmaktadır.
Kuzeyinde Haliç, doğusunda İstanbul Boğazı ve güneyinde Marmara Denizi ile sınırlanan ve Tarihi Yarımada olarak da “isimlendirilen” İstanbul Suriçi, kısmen muhafaza edilebilen karakteristik özellikleri, topoğrafyası ve derin anlam ihtiva eden birçok eserle birlikte, Schulz’un “yer” kavramına oldukça uygun bir mekândır.
Roma, Bizans ve Osmanlı’da idari bir merkez olarak kullanılan Suriçi bölgesi, sosyo-kültürel anlamda çok katmanlı bir kültür birikimini yaşatmakta ve bu yönü ile kendine has bir kimliğe sahip olmaktadır. Suriçi, mekânsal olarak, insan ölçeğine uygun şekilde inşa edilen yerleşim yerleri ve üç boyutlu geometrisi sayesinde estetik ve algısal olarak okunaklı bir karaktere sahiptir (Resim-1).
Resim-1(Sol): İstanbul Suriçi Haritası (Isac, 1864 Öncesi)
Resim-2(Sağ): UNESCO Suriçi Bölgesi Koruma Alanı (İBB, 2012)
Suriçi Bölgesi; kapsadığı birçok farklı bölge ile birlikte UNESCO Dünya Mirası listesine girmiştir (Resim-2). Bu bölgelerde koruma altına alınan “yerler”, aynı zamanda Suriçi Bölgesinin kent imgesini tanımlayan işaret öğeleri, düğüm noktaları ve sınırlardır. Çeşitli zaman dilimlerinde farklı toplumlar tarafından topoğrafyanın yükseldiği noktalarda ve geniş meydanlar üzerine inşa edilen ihtişamlı dini yapılar, birer işaret öğesi olmakla birlikte, yer ve gök arasındaki ilişkiyi somutlaştıran unsurlardır.
Suriçi, günümüzde deniz surlarının yok olmasına rağmen doğal yapısı itibarı ile üç tarafı sularla ve insan yapımı kara surları ile sınırlanan bir bölgedir. Bu durum hem eski hem yeni hâli ile, Suriçi’ne bir kapalılık tanımlamakla birlikte, zamanla oluşturulan kara ulaşım aksları ve su üzerinden sağlanan ulaşım ile, bölge daha açık ve geçirgen bir hâle gelmiştir. Şehrin cazibe merkezi olan turistik ve ticari mekânların, insan yapımı yer olarak kompleks mimariye katkı sağladığı görülebilmektedir. Ahşap, taş, tuğla vb. birçok geleneksel yapı malzemeleri ile birlikte, özellikle yeni yapılı yerlerde kompozit malzemelerle kaplanan cepheler görmek de mümkündür. Geleneksel ve modern olarak tanımlayabileceğimiz bu malzeme çeşitliliği, Suriçi sokaklarındaki renk geçişlerinin de temsili olmaktadır. Bu durum, romantik, kozmik ve klasik mimari unsurların gruplandığı Balat, Beyazıt ve Sultanahmet Meydanı gibi bazı yerlerde yerin ruhunun daha iyi hissedilebilmesini sağlamaktadır.
Suriçi bölgesi, kendi içerisinde ortaya koymuş olduğu karakterle birlikte, İstanbul geneli içerisinde de özel bir “yer” imgesi oluşturmaktadır. Sultanahmet, Ayasofya, Süleymaniye Camiileri ve Topkapı Sarayı; İstanbul Boğazı için eşsiz bir tarihi yarımada silueti oluşturmaktadır. Dolayısı ile, yapı ve bölge bazında yerin ruhunu ortaya çıkaran mekânlar, daha geniş bir ölçekte, İstanbul şehri için de büyük bir önem taşımaktadır. İstanbul Suriçi Bölgesi, sokakları, meydanları, işaret öğeleri, cepheleri, avluları ve yön duygusu ile ortaya çıkardığı; doğal çevre, uhrevi algı, yapı formları ve kozmik açıdan sembollerinin anlam kazandığı bir “yer”dir.”
KAYNAKLAR
Isac, J. (1864 Öncesi). İstanbul Suriçi Bölgesi Haritası, (Erişim adresi: https://historiccities.huji.ac.il/turkey/istanbul/maps/jaspar_isac_before_1654_istanbul_b.jpg)
İBB, (2012). “Yönetim Planı Alanı Analitik Paftalar”, İstanbul Tarihi AlanlarI Alan Başkanlığı, (Erişim adresi: https://www.alanbaskanligi.gov.tr/analitic.html)
Gür, Ş. Ö., (1996), “Mekan Örgütlenmesi”, Gür Yayıncılık, Trabzon, 26-95.