Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr


 Arş. Gör. Eda Çekemci, 4. Uluslararası Sinema ve Felsefe Sempozyumu’nda Bildiri Sunumunu Gerçekleştirdi!

İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Arş. Gör. Eda Çekemci, SineFilozofi Dergisi tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Sinema ve Felsefe Sempozyumu’nda bildiri sunumunu gerçekleştirdi.

İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Arş. Gör. Eda Çekemci, SineFilozofi Dergisi tarafından bu yıl Ankara’da dördüncüsü düzenlenen ve üç gün süren Uluslararası Sinema ve Felsefe Sempozyumu’nun ikinci gününde bildiri sunumunu gerçekleştirdi.

Sempozyumda akademik sunumlara ek olarak çeşitli konularda paneller ve film gösterimleri de gerçekleştirilmiştir. Hem yurt içi hem de yurt dışından güncel araştırmalar yürüten pek çok akademisyenin katılımıyla ve yoğun dinleyici kitlesiyle ilerleyen sempozyum, eş zamanlı olarak çevrimiçi yayınlanmıştır.

Arş. Gör. Eda Çekemci, “Tekinsiz Bir Hayaletin Musallat Oluşu: Gelincik” başlıklı bildirisinde, Jacques Derrida’nın musallatbilim ve hayalet teorilerinden ve Sigmund Freud’un tekinsizlik duygusunu ele aldığı unheimlich makalesinden yararlanarak Orçun Benli’nin yönetmenliğini yaptığı 2020 yapımı Gelincik filmini ele almıştır. Film, şehirden uzakta bir orman evinde yaşamaya başlayan eski polis Ayhan’ın ormanda karşılaştığı Karadayı ile kurduğu ilişkiye odaklanır ve Ayhan’ın geçmişiyle yüzleşmesini aktarır.

Bildiri sunumunda Ayhan ve Karadayı karakterleri üzerinden ben – öteki ilişkisi üzerinde duran Arş. Gör. Eda Çekemci, Jacques Derrida’nın kişilerin kendi benliklerini kabul etme süreçlerinde ötekiyle kurduğu ilişkinin önemini işaret edişini vurgulamış, bu sürece kişinin doğrudan yabancı/başka bir öteki ile kurduğu ilişkinin değil aynı zamanda kendi tanıdık/iç ötekileriyle de kurduğu ilişkilerin belirleyici olduğunu savunmuştur. Musallatbilim teorisi ve tekinsizlik duygusunun tanıdık olanla kurduğu ilişki üzerinde durmuş, hayaletlerin kendilerini kabul ettirene dek kişiye musallat olduklarını ve bu esnada tekinsiz bir atmosfer yarattıklarını ifade etmiştir. Tekinsizlik atmosferinin filmde hangi biçimsel tercihlerle sağlandığını bulgulamıştır. Musallatbilim anlatısının filmde hem biçim hem içerik olarak ne şekilde sunulduğuna bakarak yönetmenin tercihlerini yorumlamıştır.

Arş. Gör. Eda Çekemci’yi çalışması için tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.



Haberler

Tüm Haberler