Pera Müzesi Osman Hamdi Bey Sergisi Sanal Turu ve Sanal Müzecilik Kavramı Değerlendirildi
Covid-19 küresel salgın döneminde müzelere erişimin kolaylaşması adına artan sanal müzecilik faaliyetleri ve Pera Müzesi'ndeki Osman Hamdi Bey sergisi sanal turu değerlendirildi.
COVID-19 Küresel Salgın Dönemi’nde sosyal alanların kısıtlanması ile müzeler de kısıtlamalara dahil edildi. Kısıtlamaların ilk dönemlerinde tamamen kapatılan müzeler sanal müzecilik faaliyetleri ile ulaşılabilirliklerini arttırma çalışmalarına devam etti. Bu müzelerden biri de İstanbul’daki Pera Müzesidir. Sanal olarak izlenebilen sergilerden biri de Osman Hamdi Bey sergisidir.
Pera Müzesi resmi internet sitesinde Osman Hamdi Bey Sergisi ile ilgili şu ifadeler yer almaktadır,
“Osman Hamdi Bey, Tanzimat Dönemi’nin yetiştirdiği bir Osmanlı aydını; resim, arkeoloji, müzecilik, sanat eğitimi gibi kültür-sanat yaşamının farklı alanlarında, bir ömre ancak sığdırılabilecek zenginlikte ve çeşitlilikte katkıları olmuş bir kişilik.
Ardında bıraktığı miras, ölümünden 100 yıl sonra bile sanatçıların, bilim insanlarının eserlerinde, kurumlarımızda, müzeciliğimizde yaşamaya devam ediyor. O, her zaman gündemin ön sıralarına oturmayı, dikkati çekmeyi, sesini duyurmayı, hararetli tartışmaların konusu olmayı başarıyor.”
Pera Müzesi’nde 2. Katta bulunan bu serginin kat alanı tamamen üç boyutlu ortama yansıtılmış. Zemindeki izler üzerine tıklayarak hareket ederleri görmek için doğru konuma ulaşılabiliyor. Eserlerle ilgili detaylı bilgilere yeşil butonlara tıklayarak ulaşılabiliyor.
Sanal Müzecilik Kavramı
İçinde bulunduğumuz COVID-19 salgını döneminde müzecilik etkinlikleri, sanal müzecilik uygulamalarını da içine alan ve küresel salgın öncesi başlatılan dijital dönüşüm çalışmaları olarak adlandırabileceğimiz bu modern müzecilik çalışmaları bir zorunluluk haline gelmiştir. Sosyalleşme imkanlarımızın kısıtlandığı bu dönemde sanal müzecilik faaliyetleri ulusal ve uluslararası ölçekte artış göstermiş, insanların artık sosyal ortamlarla temas etmeden bilgi edinme imkanlarına daha fazla sahip olması sağlanmaya çalışılmıştır.
COVID-19 salgını dönemi öncesinde de sanal müzelerinin oluşturulma süreci başlamıştı. Bunun temel sebebini inceleyecek olursak öncellikle müzenin temel tanımına geri dönmek gerekebilir. Uluslararası Müzeler Konseyi’nin tanımı ile müzeler,
“toplumun ve gelişiminin hizmetinde olan, halka açık, insana ve yaşadığı çevreye dair tanıklık eden malzemelerin üzerinde araştırma yapan, toplayan, koruyan, bilgiyi paylaşan ve sonunda inceleme, eğitim ve zevk alma doğrultusunda sergileyen, kâr düşüncesinden bağımsız sürekliliği olan bir kurum” olarak tanımlanmıştır. Nesiller arası aktarımın gerçekleşebilmesi için müzelerin çok önemli mekânlar olduğunun farkındalığı ile Uluslararası Müzeler Konseyi, neredeyse tüm hayatı teknoloji etrafında şekillenen yeni nesli yakalamayı kendine hedef almış; onlara ulaşabilmek, onların ilgisini çekebilmek ve onları müze kavramıyla tanıştırarak uzun vadede de müzelerin devamlılığını sağlamak amacıyla bu alanda çalışmalar başlatmışlardır. Sanal müzeler bu alanda atılmış adımlardan biridir.
Sanal müze deneyiminin alışıldık müze deneyiminden farkına gelecek olursak Sanal müzenin sergilediği sanal obje, yani müze yapıtının fotoğrafı, ziyaretçiye müze deneyimini yaşatamamaktadır. Eserin fotoğrafı gerçek objenin boyutunu, rengini, dokusunu tam anlamıyla yansıtamamaktadır. Web sayfasında belirli bir grafik düzende yerleştirilen eserlerin görselleri öncelikle boyutlarını yitirmekte; gerçek müze mekânının temsili durumundaki söz konusu grafik düzen sergilediği nesneleri bir anlamda aynılaştırmaktadır. Dolayısıyla nesne, atmosferini yitirmekte ve ziyaretçi bir müzede değil ama bilgi dolu bir web sitesinde dolaştığını fark etmektedir ancak yine de sanal müzeler yaşadığımız zorlu dönemde toplumun bilgi alma, keşfetme sürecinin aksamaması fırsatı sunmaktadır. Sanal müzeler, dünya çapında erişim sağlayarak bugün bir müzenin sahip olduğu birikiminin sadece içinde bulunduğu toplumun değil, dünyanın mirası olduğunu kabul edilerek yapılan bir yatırım olarak da görülebilir. Sanal müzeler de bu birikimi sanal ortama taşıyarak ziyaretçilerin kesintisiz iletişimine olanak sağlamaktadır.
İç Mimarlık Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Yaprak ÖZEL konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı,
“Sanal müzeler bulunduğumuz olumsuz şartların ortaya çıkardığı ve yaygınlaştırdığı olumlu taraflardan biri olarak değerlendirilebilir. Eserlerin gerçeklerini yerlerinde ziyaret etme ile karşılaştırılamayacak noktada olsa dahi eserlerin hikâyelerini ve değerlerini öğrenmek adına ve dünyanın her yerindeki sergiye dijital olarak ulaşabilme imkânı sunması açısından yadsınamaz özelliktedirler. Bu açıdan Osman Hamdi Bey Sergisi'ni sanal olarak gezmek ve bilgilenmek faydalı olacaktır.”
Osman Hamdi Bey Sergisi'ne
buradan ulaşabilirsiniz.
Pera Müzesi Müzenin 2. katında halihazırda sergilenen Oryantalist Resim Koleksiyonu’ndan derlenen “Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar” sergisi de yine aynı platform üzerinde üç boyutlu gezilebiliyor.Sergiye
buradan ulaşabilirsiniz.