İstanbul Gelişim Üniversitesi, (İGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi, (GSF) İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Araştırma Görevlileri Gökçe Uzgören ve Merve Karadaban, Ohrid Mimarlık Okulu (School Of Architecture and Design- University American College Skopje) tarafından düzenlenen Yaz Okulu'na kabul almalarına ilişkin kendilerine yönelik hazırlanan röportaj sorularını yanıtladı.

İstanbul Gelişim Üniversitesi(İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi(GSF), İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Araştırma Görevlileri Gökçe Uzgören ve Merve Karadaban katılım sağladıkları Uluslararası Yaz Okulu kapsamında Makedonya'nın çürüyen mimari cevheri olan Hotel Palas'ı değerlendirerek çeşitli workshoplara ve sunumlara katılım sağladılar. Gelelim sorular ve cevaplara:

       1-Yaz okulu programına kabul edilmenizden dolayı nasıl hissediyorsunuz ve bu program size ne gibi fırsatlar sunuyor?

       Arş. Gör. Gökçe Uzgören:

       Yaz okulu programına kabul edilmekten dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Bu okul, mesleki bilgi ve becerilerimi geliştirmek, farklı kültür ve disiplinlerden gelen mimarlar, şehir plancılar, peyzaj mimarları, sosyologlar ve tasarımcılar ile işbirliği yapmak için mükemmel bir fırsat sundu. Ayrıca, uluslararası bir platformda kendimi ifade etme ve projelerimi paylaşma şansı bulmanın, kariyerim için önemli bir adım oduğunu düşünüyorum.

       2-Mimarlık Yaz Okulu eğitiminde veya pratiğinde sizi en çok etkileyen yeni trendler veya teknolojiler neler oldu ve bu trendlerin gelecekte nasıl bir rol oynayacağını düşünüyorsunuz?

       Arş Gör. Merve Karadaban:

       Mimarlık yaz okulunda beni en çok etkileyen unsurlardan biri, eğitmenimiz Kuba Snopek'in alışılagelmişin dışında yöntemler kullandığı atölye çalışmaları oldu. Kuba, birbirini hiç tanımayan farklı ülkelerden gelen öğrencileri sürekli değişen ekipler hâlinde çalıştırarak, kolektif çalışma yetkinliğimizi geliştirdi. Bu yöntem, işbirliği ve takım çalışmasının önemini vurgulayarak, gelecekte mimarlık ve şehircilik projelerinde daha esnek ve yenilikçi yaklaşımlar benimsememizi sağladı bence. Ayrıca, sınırlı süremiz olduğu için yaratıcı fikirler geliştirebilmek adına her türlü teknolojik aracı kullanmak zorunda kaldık. Örneğin, biz Gökçe Hocam ile birlikte Ohrid’de bulunan Hotel Palas için bir renk paleti oluşturduk ve daha önce bilimsel bir renk paleti nasıl oluşturulur bilmiyorduk. Eğitmenlerin ve koordinatörlerin desteği ile yapay zeka araçlarını kullanarak ve kendi ürettiğimiz veri ve bilgileri geliştirerek bilimsel renk paletleri oluşturmayı öğrendik. Bu deneyim, teknolojinin mimari tasarımda yaratıcı süreçlere nasıl entegre edilebileceğini gösterdi. Gelecekte bu tür araçların daha yaygın olarak kullanılacağını düşünüyorum.

       3-Mimarlık Yaz Okulu eğitim sürecinizdeki en büyük zorluk neydi ve bu deneyim sizi nasıl şekillendirdi?

       Arş. Gör. Gökçe Uzgören:

       Mimarlık yaz okulu eğitim sürecimde karşılaştığım en büyük zorluk, çok disiplinli projelerde farklı bakış açılarını bir araya getirmek oldu. Bu deneyim, problem çözme becerilerimi geliştirmemi ve takım çalışmasında daha etkin olmamı sağladı. Ayrıca, bu süreçte öğrendiğim yeni yöntem ve teknikler, tasarım yaklaşımımı daha esnek ve yaratıcı hâle getirdi diyebilirim.

       4-Uluslararası bir yaz okulunda edinmek istediğiniz deneyimler ve öğrenmek istediğiniz yeni bilgiler nelerdir ve bu programdan ne gibi katkılar sağlayacağını düşünüyorsunuz?

       Arş Gör. Merve Karadaban:

  Farklı bakış açıları ve kültürel zenginliklerin projelere nasıl katkıda bulunabileceğini deneyimleme fırsatımız oldu. Uluslararası bir yaz okulunda farklı kültürlerden gelen meslektaşlarla      çalışmak ve onların perspektiflerinden farklı şeyler öğrenmek harika bir deneyimdi. Ayrıca bu yaz okulu ile global mimarlık trendlerini ve uygulamalarını daha yakından tanıma ve öğrenme fırsatı da bulduk.
 
Araştırma Görevlisi hocalarımızı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.