Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr


 Dr. Öğr. Üyesi Rabiya Saltik, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünde Görevine Başladı!

İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF), Radyo Televizyon ve Sinema bölümünde görevine başlayan Dr. Öğr. Üyesi Rabiya Saltik ile röportaj gerçekleştirildi.
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF), Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü yeni öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Rabiya Saltik, akademik kariyeri, sanatsal çalışmaları ve yeni dönem planlamaları hakkında sorulan soruları yanıtladı.

Sizi kısaca tanıyalım. Akademisyen olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?

30 yaşındayım. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümü lisans mezunuyum. Lisans eğitimim boyunca gerek iletişim gerek de sinema alanında çok donanımlı ve kıymetli hocalardan ders aldım. Öyle ki bazı hocalarımın derslerine koşarak gider, dersi pür dikkat takip ederdim. Çok keyif alırdım. Dersi geçmek istemenin ötesinde gerçekten mutlu olurdum öğrendiklerime. Derste ismi geçen kitapları, filmleri merak edip detaylı okumalar yapar, filmleri izlerdim. Durum böyle olunca fark ettim ki beni mutlu eden yer akademi olacak. Okumayı ve araştırmayı çok sevdiğimi anladım. Öğrenmenin ve bilmenin sınırının olmadığını görmek, benim akademi yolculuğumun başlamasını sağladı diyebilirim esasında. Kendine sürekli bir şeyler katabilmek, hayat boyu bilgiye ve öğrenmeye açık olmak. Akademinin cazibesi benim için tam olarak buradan geliyor diyebilirim. Zaten bu nitelikler olmadan akademiye girmek de akademide kalabilmek de mümkün olmayacaktır. Akademi konusunda bu denli meraklı olunca Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde 2017 yılında yüksek lisans eğitimimi, 2021 yılında da doktoramı tamamladım ve unvanımı aldım.

Akademik ve sektörel çalışmalarınıza dair bilgi verir misiniz? Bundan sonraki süreçte hangi alanlarda, konularda çalışmalarınız/projeleriniz olacak?

Henüz Marmara Üniversitesi’nde lisans öğrencisiyken merak duyduğum, ilgi gösterdiğim alanlarda kendimi yetiştirmeye başlamıştım. Okulun medya merkezinde televizyon biriminde çalıştım, yerel gazetelerde muhabirlik ve editörlük yaptım. Dergilerde yine muhabir ve editör olarak çalıştım. İKSV’nin düzenlediği İstanbul Film Festivali’nde görev aldım. Dijital platformlara içerik üreticiliği de yaptım ama en nihayetinde beni asıl mutlu eden alanın akademi olduğunu keşfettiğim için buraya yöneldim. Doktora eğitimim devam ederken İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu’nda iki yıl öğretim görevlisi olarak çalıştım. O günden bugüne akademik çalışmalar yaptım. Akademik anlamda iletişim çalışmaları, yeni medya ve medya psikolojisi konularında araştırmalar yaptım ve bundan sonraki süreçte de bu alanlarda yeni araştırmalar üretmeye devam edeceğim.

Üniversitemize ve bölümümüze dahil olacak aday öğrencilere Radyo, Televizyon ve Sinema alanıyla alakalı ne söylemek istersiniz?

Radyo, Televizyon ve Sinema bölümü popülerliğini asla kaybetmeyen, cazibesi her zaman yüksek olan bir bölüm. Bunu söyleyerek başlamak en doğrusu. Bu üç kitle iletişim aracı da uzun yıllardır hayatımızda ve bundan sonra da etkin biçimde var olmaya devam edecek. Bu anlamda sanılanın aksine istihdam imkânının son derece yüksek olduğunu söylemeliyiz. Hali hazırda konvansiyonel medyadaki istihdam imkânlarının üzerine bugün dijital platformlar da eklendi. Dijital televizyonlar, Youtube gibi dijital platformlara içerik üretimi yapılması, bu bölümün hali hazırda var olan cazibesini çok yüksek oranda pekiştirir hâle geldi. Dolayısıyla istihdamla ilgili bir avantaj söz konusu ancak; yine de bu bölümü tercih edecek adayların belli başlı niteliklere sahip olması gerektiğini unutmamak gerek. İlk olarak günceli bilmeli, yenilenen teknolojik imkânları takip edebilmelidir. Bunun dışında gerçekten kendini bu alanda nitelikli biçimde yetiştirmek istiyorsa bir sinema filmini, bir televizyon yapımını sıradan bir izleyiciden farklı bir gözle izleyebilmelidir. Sinemaya, kültür ve sanatın çeşitli alanlarına ilgi duymalı ve bu alandaki bilgisini sürekli taze tutmalıdır. Bunlar dışında naçizane bir önerim de radyo, televizyon ve sinemanın hangi alanında kendilerini yetiştirmek istediklerine karar vermeleri olacaktır. Kendi potansiyellerini de göz önünde bulundurup, yönetmenlik, senaristlik, ses, ışık gibi alanlardan birinde karar kılarak yol almaları gerekiyor. Bu anlamda üniversitemiz sunduğu teorik ve teknik eğitim-öğretim anlayışıyla, sektöre nitelikli işgücü yetiştiren önemli kurumlardan bir tanesi ve alana ilgi duyan adayları bölümün gerekliliklerine uygun biçimde yetiştirmeyi vaat ediyor.

Fakülte ya da bölüm içerisinde ve aynı zamanda kendi dersleriniz özelinde gelecek döneme dair planlamalarınızdan bahseder misiniz?

Radyo Televizyon ve Sinema bölümü sektörle bağının kesilmemesi gereken bir bölüm ve mutlaka okulla sektör arasında bir köprünün varlığı gerekiyor. Bu anlamda bizler de verdiğimiz ders içeriklerini sektörden kopmadan hazırlıyor ve öğrencilerimizi buna uygun biçimde yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Derslerle ilintili, alanında uzman konuklar eşliğinde gerçekleştirdiğimiz çeşitli etkinliklerimiz önümüzdeki dönemlerde de hız kesmeden devam edecek. Bölüm öğrencilerimizin kurumumuzdan alanında yetkin birer insan olarak mezun olmaları bizlerin yegâne arzusu. Gerek müfredat üzerinde kafa yorarak gerek de etkinlikler düzenleyerek bu amacı gerçekleştirmek için çalışmaya devam edeceğiz.

Dr. Öğr. Üyesi Rabiya Saltik’a sorularımızı yanıtladığı için teşekkür ederiz.


Haberler

Tüm Haberler