Arş. Gör. Başak Lâle’nin Fotoğrafı 2. Uluslararası Mimarlık, Sanat ve Tasarım Sempozyumu (IAR-ARDE 2023) Online Jürili Karma Sergisi’nde Sergilendi
Arş. Gör. Başak Lâle’nin “Yokun İzi” adlı fotoğrafı, 2. Uluslararası Mimarlık, Sanat ve Tasarım Sempozyumu (IAR-ARDE 2023) Online Jürili Karma Sergisi kapsamında, 18-20 Ekim tarihleri arasında sergilendi.
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF), İç Mimarlık Bölümü Arş. Gör. Başak Lâle “Yokun İzi” isimli fotoğrafı ile 2. Uluslararası Mimarlık, Sanat ve Tasarım Sempozyumu (IAR-ARDE 2023) Online Jürili Karma Sergisine katılım hakkı kazandı. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Mimarlık ve Güzel Sanatlar Fakültesi kapsamında gerçekleştirilen sergi içeriği ise şu şekildeydi:
“Bugünün sanat dünyası da değişim ve dönüşümle karşı karşıyadır. Teknolojinin gelişmesi, sanat ve tasarım alanlarında yeni yaratıcı olanaklar sunmuştur. Yeni teknolojiler, sanatçıların daha önce mümkün olmayan şekillerde ve materyallerle çalışmalarını sağlamaktadır. Bu sayede, sanat ve tasarım alanlarında yaratıcılık sınırları genişlemiştir.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Mimarlık ve Güzel Sanatlar Fakültesi “II. Uluslararası Mimarlık, Sanat ve Tasarım Sempozyumu Jürili Online Karma Sergi” düzenlenecektir. Sempozyum kapsamında düzenlenecek olan karma sergi, sempozyumla paralellik gösterecek şekilde, “sanat ve tasarımda zaman ve değişim” temasına odaklanmaktadır. Sergi, teknikten bağımsız olarak dijital olarak sergilenebilecek bütün sanat çalışmalarına da açıktır. Dünyanın her ülkesinden tasarımcı, sanatçı, sanatçı adayları ve gönüllülerini davet ediyoruz.”
“Farklı perspektifler, farklı teknikler aracılığı ile sunuluyor…”
Arş. Gör. Başak Lâle, sergi katılımı hakkındaki yorumlarını şu şekilde aktardı:
“Öncelikle, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Mimarlık ve Güzel Sanatlar Fakültesi kapsamında düzenlenen, 2. Uluslararası Mimarlık, Sanat ve Tasarım Sempozyumu (IAR-ARDE 2023) Online Jürili Karma Sergisinde yer almak, benim için çok heyecan verici. “Yokun İzi” fotoğrafı, Aspendos yıkıntılarının bir kısmına dair bir kadraja odaklanmakta ve aslında geçmişin izi olan ama günümüze yok olmaya yüz tutmuş bir bezemenin, yalnızlığını ortaya sermektedir. Bu sayede bezeme bir anda “yokun izi” olmuştur.”