Doç. Dr. Murat Doğan’dan bir başarı daha!
Fakültemiz öğretim üyelerinden Murat Doğan Gıda Mühendisliğine ek olarak Turizm – Gastronomi ve Mutfak Sanatları alanında da Doçentlik unvanı aldı.
Makale özetinde belirtildiği üzere, Umberto Eco'nun "Gülün Adı" romanı, yüzeyde 14. Yüzyıl Orta Çağ İtalya’sında gerçekleşen bir cinayeti konu alsa da, derinlerde kilisenin elinde bulundurduğu güç, tarikat savaşları, felsefe, dönemin hâkim dünya görüşü, bilgi üretimi ve dağıtımı, kütüphanecilik ve karanlık Orta Çağ Avrupası gibi temaları işlemektedir. Roman, edebi teknikleri, semboller ve olay örgüsü bağlamında akademik literatürde geniş bir yer bulmuş ve çeşitli konular üzerine birçok çalışmaya konu olmuştur. Bu konular arasında semiyotik analizler, postmodern edebiyat teknikleri ve semboller, bilimsel bilginin ve gerçekliğin sorgulanması, dedektiflik ve cinayet kurgusu, kütüphane ve kütüphanecilik mesleği, kitle iletişim araçları, din sosyolojisi, bilim tarihi ve bilgi felsefesi gibi konular yer almaktadır.
Cansever’in çalışması, literatürdeki diğer çalışmalardan farklı olarak, "Gülün Adı" romanındaki karakter ilişkileri, olay örgüsü ve diğer belirleyici unsurları Foucault’nun bilgi-iktidar-özne ilişkisi ekseninde eleştirel söylem çözümlemesi yöntemiyle incelemektedir. Çalışmanın bulgularına göre, romanın kurgusunda kilise, iktidarını meşruiyetini korumak amacıyla bilginin üretimini ve dağıtımını kontrol altında tutmaktadır. Kütüphaneler, bugünkü anlayıştan farklı olarak, kitapları saklayan ve koruyan yapılar olarak tasvir edilmektedir. Bu bilgi ve iktidar ilişkisi bağlamında öznellikler de üretilmektedir. Ayrıca, Eco, teosentrik dünya görüşünden antroposentrik dünya görüşüne geçişte öznenin iktidar ve bilgiye olan ilişkisini anlatısında yeniden kurgulayarak, Aydınlanma sürecinin ilk adımlarını alegorik söylemlerle okuyucusuna aktarmaktadır.
Sonuç olarak, "Gülün Adı" romanını Foucauldian perspektiften ele alan bu çalışmanın, bilgi, iktidar ve özne arasındaki karmaşık ilişkiyi ortaya çıkararak, gelecek çalışmalara ilham kaynağı olabileceği düşünülmektedir. Gelecekteki çalışmalarda, farklı edebi eserlerin veya sanatsal ifadelerin bu ilişkiyi nasıl ele aldığını karşılaştırmalı bir şekilde incelemek, daha fazla anlayış sağlayabilir.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İletişim ve Tasarımı Bölümü Arş. Gör. Ayten Bengisu Cansever’i tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.