Doç. Dr. Murat Doğan’dan bir başarı daha!
Fakültemiz öğretim üyelerinden Murat Doğan Gıda Mühendisliğine ek olarak Turizm – Gastronomi ve Mutfak Sanatları alanında da Doçentlik unvanı aldı.
1. Öncelikle 2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı’na kabul edilen çalışmanız için hepinizi tebrik ediyoruz. Bizlere kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Ece Yurtsever: İstanbul Gelişim Üniversitesi, İç Mimarlık Bölümü 4. Sınıf öğrencisiyim. Bu hayata sebepsiz yere geldiğimizi düşünmüyorum. Bu nedenle kendimi sürekli olarak geliştirmeyi ve üretken olmayı hedeflemekteyim. İnsanların hayatlarını kolaylaştırmayı ve güzelleştirmeyi severim. Her geçen gün benim için bir birikim olduğundan, anları biriktirmeyi ve onları yaşatmayı severim.
Ayşe Dilara Demircan: Merhaba benim adım Ayşe Dilara Demircan. 19 Haziran 2000’de Bursa’da doğdum. İznik’te bir sahil kasabasında büyümenin getirdiği avantaj ile yüzme alanında başarılıyım aynı zamanda karakalem, yağlı boya tabloları yapmaktayım. Sağlık alanına olan ilgim sebebi ile ilk yardım alanında eğitimler aldım. Gürcistan göçmeni bir ailede büyüdüğüm için, ailemin de yönlendirmesi ile, Kafkas dansı öğrenmek adına kurslara gittim. Babam İznik Çini Vakfı’nda çalışmakta, annem ise orman ürünleri alanında çalışmalar yapan bir şirkete sahip. Ailemin bu işin içinde olması iç mimarlık mesleğini seçmemde beni oldukça etkiledi. Odun temin ettiğimiz mobilya fabrikalarında tanık olduğum tasarım süreci beni de tasarlayarak bulunduğumuz alanı nasıl daha kaliteli güvenli, rahat yapabiliriz diye düşünmeye teşvik etti. Bu sayede 2020 yılında İstanbul Gelişim Üniversitesi İç mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nü kazandım.
Bartu Emir Kaya: Öncelikle merhabalar ve bu anlamlı röportaj için teşekkür ederiz. Ben Bartu Emir KAYA. 09 Haziran 1999, İstanbul doğumluyum. Beden eğitimi öğretmeni olan bir anne ile deniz subayı olan bir babanın tek çocuğuyum. Doğduktan hemen sonra babamın görevinden ötürü Gölcük’te yaşamaya başladık. Gölcük Depremi ardından bir süre daha orada ikamet ettikten sonra, babamın tayininin Erdek’e çıkması üzerine yaşamımıza orada devam ettik. İlkokulu Erdek’te okudum ve ilk hobilerimi burada kazandım. Tüm çocukluğum süresince yelken sporu ve izcilik ile uğraştım. Maalesef 2009 yılında babamın şehit olması nedeni ile, annemle beraber Bursa’ya taşınıp ortaokul ve liseyi Bursa’da okudum. Bursa’ya taşınmamız yelken sporunu bırakmama neden olsa da bu durum benim için geniş ölçekte bir arayışa kapı açtı. Birçok farklı sporu ve hobiyi deneyimleme isteğim sayesinde, okçuluk, binicilik, tırmanış, fotoğrafçılık, müzik, yüzme, bisiklet, petank, dart, kayak gibi çeşitli disiplinlerde uğraş verdikten sonra aralarında en çok ilgimi çeken kayak sporuna yöneldim. Şu anda aktif olarak ilgilendiğim hobilerim arasında kitap okumak, film izlemek, kayak sporunda kendimi geliştirmek, dünya lezzetlerindeki yemeklerden tadım yapmak yer alıyor. Ortaokuldan liseye geçiş aşamasında yine benzer bir arayış içerisindeyken askeri teknolojiye ilgi duymaya başladım.. Bu yüzden meslek lisesine giderek bu alandaki ilk adımı atmak istedim. Ancak okuduğum süre zarfında okulun ve branşın bana uygun olmadığını gördüğüm için, özel bir liseye geçerek eğitimimi burada tamamladım. Liseden sonra ise yapay zeka, yazılım alanına yönelerek İstanbul Rotary Kulübü’nün bünyesinde bir yapay zeka eğitimine katıldım. Bu alanda da kendimi geliştirdikten sonra, üniversite sınavına girerek İstanbul Gelişim Üniversitesi İç mimarlık Bölümü’nde eğitimime başladım. Çocukluğumdan beri ilgimi yaratıcılık alanları sayesinde şu anda 4. Sınıfta okumaktayım. Geride bıraktığım üç yılın ardından yapmak istediğim mesleği de bulmuş olduğuma karar verdim.
2. Kabul alan projenizin sizin gözünüzden önemi nedir? Kısaca açıklayabilir misiniz?
Ece Yurtsever: Kabul alan projemiz benim için çok değerli. Tamamlayacağımız çalışmanın geleceğe ışık tutacağını düşünüyorum. Bizim incelememizde odaklandığımız gibi mimari ve iç mimari ihmaller sektörde her zaman olacak. Bizim için önemli olan bu alanda bir adım atmaktı. Grup arkadaşlarım ve akademik danışmanımızın da kabul alan projemiz ile bunu yaptığını düşünüyorum.
Ayşe Dilara Demircan: Çalışmakta olduğumuz projenin bizim için anlamı çok büyük. Bugüne kadar iç mimarı anlamda çalışılmamış bu konu mekanın kullanıcıları için her geçen gün büyüyen bir risk oluşturuyor. İç mimarlık alanında, bu eksikliğin önüne geçerek alanımıza yararlı olabileceğimizi bilmek beni çok gururlandırıyor.
Bartu Emir Kaya: Projemizin benim açımdan en önemli yanı, iç mimarinin insanların sadece estetik ya da ergonomik kaygılarına dokunmasının dışında, mekana yeni bir boyut kazandırarak, insanların hayatlarını kurtarabilecek öneriler sunuyor olmamız.. Proje kalanında yürütülmüş hiçbir çalışma olmaması ve bunu ilk gerçekleştirenlerin bizler oluşu da benim için oldukça önemlidir.
3. Projenin şuan hangi aşamasındasınız ve grup olarak çalışmak, bu aşamada size nasıl bir katkı sağlıyor?
Ece Yurtsever: Projede şuan veri toplama aşamasındayız. Ekip arkadaşlarımız ve akademik danışmanımız Arş. Gör. Başak Lale ile gerekli kurum ve kuruluşlara giderek ve mailleşerek bilgiler topluyoruz. Grup çalışmasının en güzel yanı, birbirimiz tamamlamamız. Bu şekilde çalışmamız aksamadan devam ediyor.
Ayşe Dilara Demircan: Projemizde şuan veri toplama adına görüşmeler gerçekleştirme aşamasındayız. Bu bilgileri toplayıp, akademik danışmanımız ve ekip arkadaşlarım ile projemizi geliştirmeye başlıyoruz.
Bartu Emir Kaya: Projemizin şu anda ilk aşamasındayız. Afet ve arama kurtarma kuruluşları ile iletişime geçiyoruz. Bu aşamada depremde topladıkları verileri incelemek üzere çeşitli kuruluşlarla irtibata geçiyoruz. Program olarak oldukça yoğun bir bölümde okuyoruz ve son sınıfta olmanın verdiği büyük bir baskı da var. Bu baskıyı, süreçte tek başımıza sırtlamak yerine takım arkadaşlarımızla ve akademik danışmanımızla paylaşmak, araştırma sürecimiz için enerjimizi daha verimli kullanmamıza olanak tanıyor.
4. Bu projenin size kişisel olarak neler kattığını düşünüyorsunuz? Kariyerinizde nasıl bir etki yaratacağını düşünüyorsunuz?
Ece Yurtsever: Hayatımızda farkındalık yaratacağını düşünüyorum. Bu proje ile beraber farkındalığımın biraz daha arttığını ve zamanla da giderek artacağını düşünüyorum. Gelecekteki insanlara güzel bir kapı araladığını ve devamının geleceğini düşünüyorum.
Ayşe Dilara Demircan: Projemizin bana katkısı çok oldu. Bir iç mimar adayı olarak artık tamamlayacağım işlerde sadece estetik kaygıyı gözetmeyecek, ek olarak bir deprem ülkesi olduğumuz bilinci ile “kullanıcıyı koruma” fikrini göz önünde bulunduracağım. Bu durumu kendi işimizle de bağdaştırmamız gerektiğinin, önemli bir eksikliğin önüne bizim geçeceğimizin farkında olmak aynı zamanda bizi kariyerimizde de ayrıştırıp, değerli kılacak.
Bartu Emir Kaya: Açıkçası kabul alan projemiz beni gelecekte yapacağım işlere bakış açım konusunda eğitti. Çünkü önceleri sadece mesleğimizin sadece bir tasarım ortaya koymaktan ibaret olduğunu düşünürdüm ve gerçek anlamda insanların hayatlarına dokunamayacak oluşumuz beni derinden üzerdi. Yürütmekte olduğumuz, “Yıkıntılar İçinden Geleceğe Öğretiler Projesi” ile, artık bizim de çalışma alanımızın insanların hayatlarına dokunabileceğini, hatta hayat kurtarabileceğini bilmek, yaptığım işte beni çok daha azimli hale getiriyor. Kazanmış olduğum bu bakış açısının alanıma duyduğum saygı ve değeri artırmasından dolayı daha başarılı olacağım projelerin beni beklediğine inanıyorum. Aynı zamanda yürütmüş olduğumuz bilimsel çalışmada, farklı açılardan konuyu irdeleme şeklimizin, ileride farklı Ar-Ge ekiplerinin dikkatini çekebileceğini düşünüyorum.
Bu keyifli röportaj için hepinize teşekkür eder, başarılar dileriz.