Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Önerileriniz için   İGÜMER
 Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr

İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı (İngilizce)








 Arş. Gör. Mustafa Dallı ile röportaj gerçekleştirdik!


İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF), İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı (İng.) Bölümü öğretim elemanlarından Arş. Gör. Mustafa Dallı ile röportaj gerçekleştirdik. Arş. Gör. Mustafa Dallı, akademik hayatına yönelik sorulara cevap verdi.


1. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Eğitim geçmişiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Merhabalar ben Mustafa Dallı. Lisans eğitimimi 2019 yılında Kocaeli Üniversitesi, Mimarlık bölümünde tamamladım. Akademik kariyer lisans süreci boyunca yapmak istediğim bir şeydi zaten. Böylece 2020 yılında Gazi Üniversitesi  aynı anabilim dalında yüksek lisans eğitimime başladım. Bu dönemde afete dirençli yapılar üzerine yoğunlaşmaya başladım. 2023 yılında ise aynı üniversite ve aynı anabilim dalında doktora eğitimime başladım ve halen devam ediyorum.

2. Akademik yolculuğunuz nasıl başladı? Bu alanda ilerlemeye nasıl karar verdiniz?

Dediğim gibi akdeminin içerisinde olmak zaten hep aklımın bir yerindeydi. Yolculuğum ise, lisans dönemimde bazı sorulara sadece teknik çözümlerle değil, teorik arka planlarla da cevap arama isteğiyle başladı. Mezuniyet projeleri sürecinde özellikle yüksek yapılar, performans analizi, yapısal sistem seçimleri gibi konulara olan ilgim giderek arttı. Bu ilgimi daha sistematik bir şekilde geliştirebilmek için yüksek lisansa başladım. Bu süreçte akademik yazım, araştırma metodolojisi ve proje geliştirme gibi konulara dair becerilerimi pekiştirdim. Ardından doktora süreciyle bu alandaki bilgi üretim sürecine doğrudan katkı sunma hedefiyle ilerlemeye karar verdim. Akademik yolculuk, benim için meslek pratiğinin ötesine geçerek düşünsel ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir üretim biçimine dönüştü.

3. Yeterlilik sınavını başarıyla geçtiniz, tebrikler! Bu süreç sizin için nasıl geçti? Neler hissettiniz?

Çok teşekkür ederim. Doktora yeterlilik süreci benim için bir dönüm noktasıydı diyebilirim. Sadece akademik bilgi birikimimi değil, araştırma yapma yöntemlerimi ve stratejik düşünme yetimi de test ettiğim bir dönemdi. Yoğun literatür taramaları, disiplinlerarası kavramlarla kurduğum ilişkiler ve tez önerimi oluşturma süreci zihinsel olarak oldukça yorucuydu; ama aynı zamanda kişisel ve akademik anlamda ciddi bir gelişim sağladım. Sınavı başarıyla tamamladığımda hissettiğim duygu, sadece bir aşamayı geçmenin ötesindeydi. Artık araştırma sorumluluğu daha yüksek, katkı sağlama motivasyonu daha güçlü bir noktadayım.

4. Afetlere dayanıklı yapılar ve yüksek yapılar üzerine çalışıyorsunuz. Bu alanlara ilgi duymanızın özel bir sebebi var mı?

Kesinlikle var. Türkiye gibi sismik açıdan aktif bir bölgede yaşıyor olmak, yapı tasarımında yalnızca estetik ve fonksiyon değil, aynı zamanda güvenliğin de önceliklendirilmesini zorunlu kılıyor. 1999 Marmara depremi gibi büyük felaketler, yapı sistemlerine olan ilgimi hem insani hem de teknik boyutlarda şekillendirdi. Özellikle yüksek yapılar gibi karmaşık strüktürel davranış gösteren sistemlerde, afete dayanıklılığın nasıl sağlandığına dair kapsamlı bir bilgi üretme arzusuyla bu alana yöneldim. Aynı zamanda yüksek yapılar, sadece mühendislik değil; mimarlık, kent planlama, sürdürülebilirlik ve iç mekân konforu gibi farklı parametrelerin birlikte çalıştığı çok katmanlı bir alan. Bu disiplinlerarası doğa, benim akademik ilgimi sürekli canlı tutuyor.

5. Son olarak, hem gastronomi bölümü öğrencilerine hem de bu bölümü tercih etmeyi düşünen adaylara yönelik tavsiyelerinizi alabilir miyiz?

Öncelikle şunu söylemek isterim: akademik kariyer, uzun ve emek isteyen bir yolculuk. Bu süreçte sabırlı, disiplinli ve sürekli öğrenmeye açık olmak çok önemli. Sadece bilgiyi tüketen değil, bilgi üreten bireyler olmayı hedeflemeleri gerekir. Afet dirençli yapılar ve yüksek yapı sistemleri gibi alanlar, teknik uzmanlık kadar etik, toplumsal duyarlılık ve sorumluluk da gerektiriyor. Bu yüzden öğrencilere sadece teknik bilgiyle değil; kültürel, çevresel ve insan merkezli bir perspektifle kendilerini geliştirmelerini öneriyorum. Akademi, sadece bir kariyer değil; aynı zamanda bir fark yaratma alanıdır. Merak duygularını kaybetmesinler ve sormaktan, denemekten çekinmesinler.

Arş. Gör. Mustafa Dalı’ya teşekkür eder, akademik çalışmalarında başarılar dileriz.