İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF), İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı (İngilizce) Bölümü 2. Sınıf öğrencisi Berfu Özcan ile öğrencilik hayatı, TÜBİTAK projesi ve gelecek planları üzerine konuştuk.

• Merhaba Berfu, röportaj teklifini kabul ettiğin için teşekkürler. Öncelikle seni biraz tanıyabilir miyiz? Bize biraz kendinden bahseder misin?

 
Merhaba, röportaj teklifiniz için teşekkür ederim. Kendimden bahsedecek olursam ismim Berfu Özcan. Şu anda İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı (İngilizce) Bölümü’nde tam burslu 2.sınıf öğrencisiyim. Okulumuzda yeni kurduğum MUN kulübünün başkanlığını yapmaktayım. Okuldaki aktifliğimden de anlaşıldığı üzere sosyalleşmeyi, insanlarla iletişim halinde olmayı çok seviyorum.
 

• İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı (İngilizce) Bölümü’nü tercih etmendeki sebep neydi?

 
Benden oldukça büyük iki ablam var ve onların eğitim hayatına hep yakından şahit oldum. Onlar daha nicel bölümler okuduğu zaman fark ettim ki kesinlikle sosyal, insanların istek ve ihtiyaçlarını karşıladığım bir meslek edinmeliyim. Sosyal bir meslek istememdeki aydınlanmam bu şekilde oldu. Diğer ve en önemli faktör ise küçüklüğümden beri üretmeye olan düşkünlüğüm ve heyecanım. Bu meslekte kendi estetik ve sanat algımı yansıtabiliyor olmak beni inanılmaz motive ediyor.
 

• İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı alanında seni en çok heyecanladıran ve merak uyandıran şey nedir?

 
İnsanların yaşam alanlarında, en fazla vakit geçirdikleri yerde benim izimin olması fikri beni en çok motive eden şey. Aslında iç mimarlar olarak yaptığımız şey insanların yaşam kalitesini artırmak ve yaşadıkları mekânlarda daha mutlu olmalarını sağlamak.  Bunun yanında mekânı sadece estetik açıdan değil ergonomik ve fonksiyonel açıdan da değerlendirerek hazırlamak oldukça zorlu ve yorucu fakat gün sonunda müşterinizi memnun ettiğinizi görmenin tüm bu sürece değer olduğunu düşünüyorum. Ayrıca sürekli değişen ve gelişebilen bir alan olması yaratıcılığı sınırsız kılıyor.
 

• TÜBİTAK 2209A Öğrenci Projesi’nden bahsedelim. Kabul aldığınız için tebrikler. Proje nasıl başladı, neler yaptınız ve şu an süreç nasıl ilerliyor?

Teşekkür ederim. Projemizin içeriği; yapı elemanlarını öğrenirken zorlanılan elemanların tespit edilip, 3 boyutlu modellenerek eğitim materyali olarak kullanılması. Böyle bir projede yer aldığım için çok mutluyum çünkü ben de nerede zorlandığımı biliyorum ve bunu projeye yansıtabiliyorum. Projeye başlama hikâyemiz de şöyle aslında, ben ve diğer iki arkadaşım kesinlikle bir Tübitak projesinde yer almak istiyorduk fakat hiçbir konu tam anlamıyla içimize sinmiyordu. Ben sadece teorikte kalmayacak, araştırmamızın işe yaradığını kanıtlayabileceğimiz bir proje istiyordum ki bu sırada danışman hocamız Dr. Öğr. Üyesi Enver Tatlısu’nun bu projeye öğrenci aradığını duyduk ve bu şekilde projeye dâhil olduk. Projemiz şu anda öğrenilmesinde sıkıntı yaşanan yapı elemanlarının tespiti aşamasında.  Normalden daha yoğun bir bölüm olduğumuz için süreç biraz yavaş ilerliyor fakat her aşaması da içimize sinerek ilerliyor. Projemizin geri kalanı da umarım yararlı ve istediğimiz gibi geçer.

• Son olarak, gelecek planlarında nasıl bir kariyer var?

Gelecek planlarımda iç mimar olarak, kapsamlı ve çeşitli projelere katılarak kariyerimi geliştirmeyi hedefliyorum. Bu projeler arasında konut tasarımı, ticari mekânlar, ofisler ve kamu alanları gibi farklı türlerde projeler yer alabilir. Uluslararası bir bakış açısı kazanmak için farklı kültürlerin tasarım anlayışını anlamak ve bu bağlamda çalışmalar yürütmek de önemli bir hedefim. İngilizce dilinde eğitim almanın da katkısıyla, uluslararası projelerde yer alarak küresel tasarım trendlerini takip etmek ve bu alanda deneyim kazanmak istiyorum. Aynı zamanda, teknolojinin iç mimarlık ve çevre tasarımın alanındaki rolünü de göz önünde bulundurarak, dijital tasarım araçlarını ve yenilikçi teknolojileri etkili bir şekilde kullanma yeteneğimi geliştirmek istiyorum. Bu, tasarım süreçlerini daha verimli ve yaratıcı hale getirmeme olanak tanıyacaktır. Uzun vadede, belki de kendi iç mimarlık firmamı kurarak kendi tasarım vizyonumu ve değerlerimi yansıtan projelere liderlik etme hayalini taşıyorum. Ancak, öğrenmeye ve büyümeye her zaman açık olacak şekilde, sektördeki değişimlere ve fırsatlara esnek bir şekilde adapte olmayı planlıyorum. Bütün bunları yaparken de en büyük hayalimden biri ise bir konser sahnesinin kreatif direktörlüğünü yapmak. Şovun önemli bir parçası olan dekorda emeğimin geçmesini çok isterim.

Öğrencimiz Berfu Özcan’a bu keyifli röportaj için teşekkür eder, kariyerinde başarılar dileriz.