Voleybol Milletler Ligi’nin İstanbul ayağında görev alan öğrencimiz Fatma Nur Gözübenli ile deneyimlerini konuştuk!
İstanbul Gelişim Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü 2. sınıf öğrencimiz Fatma Nur Gözübenli, Voleybol Milletler Ligi’nin İstanbul ayağında gönüllü olarak görev aldı. Öğrencimizle organizasyonda yaşadıklarını ve edindiği deneyimi konuştuk
1. Merhaba Fatma Nur. Bize biraz kendinden, VNL (Voleybol Milletler Ligi) organizasyonundaki görevinden ve süreçten bahseder misin?
Merhaba, ben Fatma Nur Gözübenli. 22 yaşındayım. Güzel Sanatlar Fakültesi, Radyo, TV, Sinema 2. sınıf öğrencisiyim. Voleybol Milletler Ligi’nde gönüllü olarak yer aldım. Öncesinde 8 yıllık amatör olarak voleybolla ilgilenmiş bulunmaktayım. Sosyal medya sayfası üzerinden TVF’nin yayınladığı gönüllülük formunu doldurdum ve başvuran 1000 kişi arasından seçildim. Oryantasyon sürecinde organizasyonun nasıl ilerlediği, neler yapılması gerektiği ve görevimin ne olduğu konusunda bilgiler edindim. Görevim, oyuncuların aileleri, önemli bürokratlar, ünlü isimler ve influencer’ların maçı izleyecekleri localardan sorumlu olmaktı. Hangi ismin nerede oturacağını kontrol ettikten sonra ilgili kişilere locayı teslim ettim. Bu görevleri maçların olduğu 4 gün boyunca yürüttüm.
2. Bir dönem pasör çaprazı olarak voleybol oynadığını da biliyoruz. Organizasyonda görev aldığın süreçte seni en çok etkileyen ne oldu? Bu deneyim sana profesyonel ve kişisel yaşam açısından ne kattı?
Pasör çaprazı konumunda milli takımda Melissa Vargas’ın oynadığını biliyoruz ve ben de kendime onu örnek almaya çalışıyorum. Voleybol, takım oyunu olsa da bireysel çaba da çok önemli. Bu da çok çalışma ve disiplinle mümkün oluyor. Ben de disiplini ve çalışmayı sevdiğim için 8 sene pasör çaprazı olarak oynadım. Organizasyon sürecinde beni en çok etkileyen şey atmosferdi. Televizyonda oyuncuları görsek de seyircinin coşkusu beni çok şaşırttı. Kazansak da kaybetsek de duygular birlikte yaşanıyor. Bu benim için unutulmaz bir deneyimdi!
3. VNL gibi büyük ölçekli bir etkinliğin perde arkasını görmek, sana spor organizasyonları veya yayıncılık hakkında sence nasıl bir perspektif kazandırdı?
Böyle bir organizasyonun perde arkasını görmek, bu tür etkinliklerin ne kadar detaylı ve katmanlı olduğunu fark etmemi sağladı. Ekranda gördüğümüzden çok daha büyük bir işleyiş söz konusu. Herkesin eş zamanlı çalışması, iyi bir planlamanın ne kadar kusursuz uygulanabileceğini gösterdi. Bu süreçte kamera önünde gördüklerimizin aslında kamera arkasında yürütülen büyük bir organizasyona bağlı olduğunu anladım. Ayrıca iletişimin süreçteki rolünü çok net bir şekilde gözlemledim.
4. Bu deneyim sonrasında, gelecekte yer almak istediğin işler veya kariyer alanları hakkında fikrin değişti mi? Öğrendiğin, gözlemlediğin ya da "ilerde kendi işlerinde kullanırım" dediğin bir şey oldu mu?
Evet, bu deneyim kariyer hedeflerim üzerinde etkili oldu. Radyo, televizyon ve sinema alanında okuyor olmama rağmen, spor organizasyonlarının medya tarafını bu kadar içerden görmemiştim. Sahada olmak kadar, arka planda çalışan iletişim ve organizasyon ekiplerinin profesyonelliğini görmek, ileride prodüksiyon süreçlerinde dikkat etmem gereken noktaları fark etmemi sağladı. Özellikle kriz anlarında hızlı ve sakin karar almanın, ekip içi iletişimin ve detaylı planlamanın önemini gördüm. Bana kalan en önemli şey, ön planda olmak kadar perde arkasını da iyi yönetmenin başarıyı belirlediği gerçeği oldu.
Öğrencimizi özverili çalışmasından ötürü tebrik ediyoruz. Eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanı sıra sosyal ve kültürel alanlarda da aktif rol almaya teşvik ediyor; bu tür deneyimlerin öğrencilerimizin kişisel ve mesleki gelişimini desteklediğine inanıyoruz.