Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr


 Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Bir Yaşam Mutlu İnsanlar!

İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Dekan yardımcısı ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Murat Doğan’ın yazısı, Yemek Zevki dergisinde yayımlandı. Doğan, bu ayki yazısında fiziksel aktivitenin ve sağlıklı beslenmenin mutlu bir hayata etkilerinden bahsetti.
Değerli okurlarım, acısıyla ve tatlısıyla bir senenin de sonuna geldik. Hepimizin bildiği üzere Covid-19 gibi büyük bir badireyi tüm dünya olarak atlattık. Pandemi süreci her şeyin başının ve başlangıcının sağlık olduğunu bir kez daha bizlere gösterdi. Nasıl şirketler ve devletler yılsonunda yıllık değerlendirmelerini yapıyorsa, bizlerin de bir değerlendirmeye ihtiyacı var. Kendi açımızdan düşündüğümüzde, 2022 yılı bize maddi olarak neler kazandırdı? Bunlar tabii ki çok önemli, ancak başta söylediğim gibi sağlıklı olmadığımız sürece bunların hiçbir önemi yok.

Evet, sağlıklı ve dolayısıyla mutlu ve huzurlu olmamızın yolu sağlıklı beslenmeden geçiyor. Sağlıklı beslenmek ise aslında az ve öz yemekten geçen bir fenomen. Bir de şu kıstası, çok fazla dikkate almamız gerekiyor. Ne kadar kalori veya bir diğer ifade ile ne kadar enerji harcıyorsak, o kadar besine yüklenmeliyiz. Kısacası hareket etmediğimiz sürece sağlıklı olmamız çok fazla olası değil. Eskiler harekette bereket var derlermiş. Bilim insanları ise sedanter yaşamdan uzaklaşmamız gerektiğini her zaman vurgulamaktadır. Haklı olarak bana şunu soracaksınız. Hocam sedanter yaşam nedir? Biz bundan nasıl kaçınırız?

Aslında sedanter yaşam tarzı, fiziksel aktivitenin hiç olmadığı veya çok düzensiz olduğu yaşam tarzıdır. Günümüz yaşam koşulları bize bu tarz yaşamı dayatmaktadır. İşe, markete ve en kısa mesafeye giderken bile araçsız yapamıyoruz. Genelde TV başında, internette veya bilgisayar başında uzun süreler geçiriyoruz. Tüm bunlar bizlerin sedanter bir yaşam tarzını benimsediğimizi gösteriyor. Ve ne kadar sağlıklı beslensek de bu hareketsiz yaşam tarzı bizi mutsuz ve huzursuz yapıyor. Diyebilirsiniz ki, hocam çok fazla abartıyorsunuz, egzersiz yapmanın ve hareketli olmanın mutlu olmayla nasıl bir ilişkisi olabilir? Sizler her şeyi bilimsel kanıtları ile ortaya koymaya çalışıyorsunuz. Hani kanıtlar nerede? Sağlıklı beslenmenin yanında hareketli olmak bizi nasıl mutlu eder? Hepimizin bildiği gibi, mutlu olmamız için serotonin hormonun yeterli miktarda salgılanması gerekmektedir. Ya da başka bir ifade ile beynimizde yeterli miktarda serotonin hormonun salgılanması kendimizi mutlu ve huzurlu hissetmemizi sağlamaktadır. Bu hormonun oluşumunda triptofan aminoasidi olmazsa olmazdır ve biyokimyasal yolları kullanarak mutluluk hormonun oluşumunu destekler.

Yiyecek ve içeceklerimiz açısından düşünürsek, triptofan aminoasidi yüksek oranda etlerde, olgunlaştırılmış peynirde, çikolatada vb. gıdalarda bolca bulunmaktadır. O zaman çok fazla triptofan aminoasidi içeren gıdaları tüketenler mutlu ve huzurlu olmalı değil mi? Maalesef olmuyor! Ama neden? Çünkü triptofan molekülü diğer aminoasitlere göre çok daha büyük moleküler yapısı vardır. Bu nedenle beyne doğru triptofan aktığında ve diğer aminoasitler de daha küçük olduğundan beyne onlar daha hızlı akın ederler. Aslında ortada bir nevi rekabet olur. Ancak hareketli yaşam tarzını benimseyen insanlarda durum biraz farklıdır. Örneğin yürüyüş, koşu veya egzersizler esansında triptofan dışında kalan aminoasitler kaslara hücum ederler. Atalarımız teşbihte hata olmaz demiş. O zaman şöyle bir benzetme yapalım. Trafik azalır ve yollar boşalır, diğer aminoasitler otomobil büyüklüğündeyken, tır büyüklüğündeki triptofanlar beyin bariyerlerine geçerek beyne bol miktarda girmeye başlar. Ezcümle, mutluluk hormonunu destekleyen triptofanı gıdalarla alanlar hareketli yaşam tarzı ile beyne geçişini kolaylaştırır. Mutlu ve huzurlu olurlar.

Sağlıcakla kalın.

Mutlu ve huzurlu seneleriniz olsun.


Haberler

Tüm Haberler