23 Ağustos 2022 Salı
Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğrencilerinin Çektiği Kısa Film ‘Süreç’, ABD’de Düzenlenen Student World Impact Film Festivali’nde Seçki Elde Etti!
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF), Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencilerinden Berk Köse’nin yönetmenliğini üstlendiği kısa film ‘Süreç’, Lift-Off ve First Time Filmmaker Sessions’da yer almasının ardından şimdi de ABD’de düzenlenen Student World Impact Film Festivali’nde yer alacak.
Filmde, erken yaşta birçok başarı elde eden bir senaristin üretim zorluğu yaşaması ve yazım sürecinde gerçeklikle arasındaki bağın kopuşu anlatılmaktadır. Festival süreci hala devam eden filmin ekibinin tamamı Radyo Televizyon ve Sinema bölümü öğrencilerinden oluşmaktadır. Senaryosunu Berk Köse ve Ferit Doğan’ın beraber yazdığı filmin yönetimini Berk Köse, yapımcılığını Berk Köse, Beyza Sude Yüksel, Buğra Cihan Çakır, Ferit Doğan, İsmail Akbal, Senanur Sevim birlikte üstlenmiştir. Görüntü yönetimi Buğra Cihan Çakır, sanat yönetimi Ferit Doğan tarafından yürütülen filmde Ferit Doğan, Beyza Sude Yüksel, Mekan Orazov, Uğur Berat Kaya, İsmail Akbal rol almıştır.
Filmin senaristlerinden ve aynı zamanda yapımcılarından biri olan Ferit Doğan, projenin başlangıcına ve bu süreçteki motivasyon kaynaklarına dair görüşlerini paylaştı:
“Geçen sene okula döndüğümüzde, artık projeler üreteceğimiz, senaryolar yazacağımız o anların bizi beklediğini biliyorduk. Bu yüzden film yapma düşüncesi beni inanılmaz heyecanlandırıyordu fakat başaramayacağım düşüncesi de ağır basıyordu. Çünkü hep hayalini kurduğum şeylere geç kaldığım düşüncesiyle savaşıyordum. Pandemi döneminde uzun zaman boyunca evde kalmanın bana verdiği en büyük zarar buydu sanırım. Bu durumu, Süreç filmimizden sonra atlattığım için mutluyum. Başa dönersek, bir derste, kısa film projesi için altı kişilik grup kurmamız istenmişti. Ben, Berk ve Buğra zaten hali hazırda üç kişiydik. Daha sonra aramıza İsmail, Beyza ve Senanur katıldı. Berk’in daha önce yaptığı “Ben Parayım” ve “Ezilen Papatya” adlı iki kısa filmi vardı, hatta ben Ezilen Papatya’da sette bulunup ona elimden geldiğince destek olmaya çalışmıştım. Bu yüzden Berk, aramızda film çekim süreci hakkında en tecrübeli olanımızdı. Haliyle edindiği tecrübeleri bize aktaran da o oldu. Ben senaryolar yazsam da eksik kalan ya da hayata geçirilmemiş hikayelerimi sadece bilgisayarımda tutan biriydim. Buğra ise yönetmenlik hayali olsa da, benim gibi o da hayallerini henüz gerçekleştirememiş biriydi. Beyza, İsmail ve Senanur ise elinden gelenin en iyisini yapmaya hazır arkadaşlarımızdı. Yani, hepimizin bir sıçrama bekleyişi ve kafa kafaya verişimiz aslında en büyük motivasyon kaynağımızdı. Ekip kurduğunuz zaman, etrafınızda sizi anlayan ve dinleyen insanların olması, düşüncenize, görüşünüze, farklı fikirlerinize saygı duyan kişilerle çalışmanız, motivasyonu en yükseğe çıkarmaya da yetiyor aslında.”
Doğan, senaryo yazım sürecinde aldıkları kararları ve izledikleri yolu aktardı:
“Uzun süre düşündükten sonra, projenin senaryosundan Berk ve ben sorumlu olmaya karar verdik. Böylece kreatif olmanın meyvesini vereceği bir süreç başlamıştı. Hikâyenin girişini Berk hazırlamıştı. Girişteki diyalogları da beraber ekledikten sonra bana kalan, bu hikâyeyi nasıl korkuya dönüştürebileceğimdi. Aklımda birçok fikir vardı ama senaryoya dökmek en zorlu kısmıydı. Uzun süre düşündükten sonra senaryoyu doğaüstü hale getirmeye karar verdim. David Lynch’in filmlerinde kullandığı atmosferden ilham alarak yazmaya başladım. Hem kâbuslarla gerçek dünya arasındaki sıkışıp kalmayı, hem de arafta olup rüya ve gerçekliğin arsındaki bağı çok iyi verdiğimizi düşünüyorum. Ben yazdıkça Berk’e gösterdim, o bir şeyler ekledikçe ben de ekledim ve tatmin edici bir kısa filme ulaştık. Özellikle de finalden fazlasıyla memnun kaldık. Şu an geriye dönüp baktığımda, hala gerçekten şaşırtıcı, farklı ve ilgi çekici bir senaryo yazmayı başardığımızı düşünüyoruz.”
Sete çıktıklarında pek çok zorlukla mücadele ettiklerini belirten Doğan, tüm bu zorluklara rağmen devam ettiklerini ifade etti ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Çekim senaryosunda yazılanları değiştirmek zorunda kalmalarımız, tekrar çekimler, bir ekip olarak hareket etmeye çalışmamız, gece aynı yerde uyuyup sabah aynı yerde çekimlere girmemiz, bu hepimiz için bir meydan okumaydı ve üstesinden gelmeyi başardık. Yapmak için yapmayı istemiyorduk, bir şey yapacaksak izleyenlerin övmesini istiyorduk, uzun uzun anlatacağımız şeyler olsun istiyorduk. Mükemmeliyetçi hareket ediyorduk; tüm sahnelerin en iyi şekilde çekilmesini istiyorduk ve bu konuda özellikle Berk’in yönetmenlik sırasındaki direktifleri etkili oldu.”
Doğan, şu anda festival yolculuğuna başlayan filmin serüveninden memnun kaldıklarını belirtti:
“İlk gösterimi, okulda yaptık ve geri dönüşler inanılmaz oldu. Hocalarımız ve sınıf arkadaşlarımızdan gelen övgüler bizi aşırı mutlu etmişti. O an “Benim yerim burası.” dedim. Hayatım boyunca filmler üretip, festivalleri gezip, insanlardan eleştiriler alıp yorum yapmak, anlatmak istiyordum. Bu iyi dönüşler bizi festival sürecinde de motive etti. Sonrasında Lift-Off kapsamında iki ayrı çevrimiçi festivalde izleyicilere sunulan filmimiz, şu anda ise Student World Impact Film Festivali’nde yerini aldı. Yurt içi ve yurt dışı başvurularımız devam ederken, bu sefer hem senaristliğini hem de yönetmenliği yaptığım bilim-kurgu/gerilim filmimiz “Geçmiş, Gelecek, Şimdi” ile de ikinci heyecanımız başladı. Artık çifte festival sürecimiz var. Umarım ileride daha büyük başarılar elde eder ve ekipçe hak ettiğimizi düşündüğüm yerlere ulaşırız.”
Filmin festival yolculuğunu ve gösterimlerini Instagram hesaplarından takip edebilirsiniz.
Öğrencilerimizi tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.