2020-2021 Eğitim Öğretim yılında yatay geçiş ile İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Radyo Televizyon ve Sinema bölümüne kaydolan 3. sınıf öğrencisi Yusuf Uz, kısa filmi “Vesile” ile ORDAP Derneği’nin “iyilik” temalı kısa film yarışmasında, 85 film arasından 6. seçilerek mansiyon ödülü almaya hak kazandı.

İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Radyo Televizyon ve Sinema bölümü 3. sınıf öğrencisi Yusuf Uz, senaryosunu yazdığı ve yönettiği kısa filmi “Vesile” ile ORDAP’ın (Ortak Akıl ve Dayanışma Derneği) düzenlediği “iyilik” temalı kısa film yarışmasına katıldı. Ailesinin geçimini sağlayabilmek için kağıt toplayıcılığı yapan İbrahim’in hikayesinin anlatıldığı film, yarışmada 85 film arasından 6. seçildi ve mansiyon ödülünü almaya hak kazandı.

“Bir iyilik yaparsanız o iyilik dönüp dolaşıp yine sizi bulabilir. İyilik yapmaktan vazgeçmeyin. Yaptığınız bir iyilik başkalarının da iyilik yapmasına vesile olabilir.”

“Vesile”nin senaryosunu yazarken bu ana fikir ile yola çıktığını belirten Uz, filmi pandemi döneminde çektiklerini ve bu durumun birtakım zorlukları da beraberinde getirdiğini ifade etti. Filmin tüm süreçlerinin 45 gün içinde tamamlandığını belirten Uz, filmin yapım sürecine dair şunları söyledi:

“Normal şartlarda film yapmak, ortaya bir şeyler çıkarmak zor iken pandemi şartlarında tabi ki daha da dezavantajlı oluyor. Sosyal medyada gezinirken yarışma afişiyle karşılaştım. İçimde bir heves ve istek oluştu. Yarışmaya filmi göndermemiz için 45 günümüz vardı. Yapım öncesi senaryonun yazılması, ekibin toplanması, oyuncuların, mekanların ayarlanması ve resmi izinlerin alınması yaklaşık 11 gün sürdü. Bu süreçte yaklaşık 16-17 kez revize yaptık, her gün 3-4 saat film üzerine konuştuk, tartıştık. Maalesef ki ülkemizdeki vakaların artmasıyla birlikte gelen yeni yasaklamalar ve kısıtlamalar doğrultusunda çekime son üç gün kala senaryoyu tekrardan revize ederek iki sahnemizi senaryodan çıkarmak zorunda kaldık.”
 
PANDEMİ ŞARTLARINDA FİLM ÇEKMEK

Pandemi şartlarının henüz senaryo aşamasında dahi yapım sürecini etkilemesiyle, filmin çekimlerini yapmak için üç ayrı şehir alternatifi üzerinden planlar yaptıklarını belirten Uz, çekimlerde karşılaştıkları zorlukları aktardı:

“Filmi üç şehirden birinde çekebilirdik. Eskişehir sanata, gençlere çok büyük ve daima destek veren bir şehir olarak ortaya çıkıyordu. Kendi çevrem ve akrabalarımın olduğu bir yerdi. Antalya’da ise bu sektörden hem oyuncu hem kamera arkası olmak üzere daha çok tanıdığım vardı, daha kolay bir şekilde ekipman teminatı sağlayabilirdik. Aynı şekilde İstanbul için de bunlar geçerliydi. En sonunda filmi Eskişehir’de çekmeye karar verdik çünkü vakalar artıyordu ve o dönemde İstanbul ve Antalya çok daha riskli bir durumdaydı. Teknik ekip ve oyuncular da dahil en kalabalık günümüz 13 kişiyi geçmedi. Belediyeden iznimiz olmasına ve tüm şartlara, maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymamıza, sokaklarda en sakin yerleri seçmemize, ses yapmadan insanları rahatsız etmeden çalışmamıza rağmen polis şikayetiyle karşı karşıya kaldık. Dediğim gibi iznimiz vardı ve polis bize bir kısıtlama koymadı. Toplam 4 gün, günde 11-12 saat çalışarak filmimizin çekimlerini tamamladık.”

Filmle ilgili en kritik sürecin post aşamasında başladığını ifade eden Uz, teknik birtakım sıkıntılarla karşılaştıklarını fakat tüm bu sıkıntılara rağmen filmi tamamlayıp yarışmaya gönderdiklerini ve bundan mutluluk duyduğunu belirtti:

“Filmin post dediğimiz kurgu aşaması tam olarak 26 gün sürdü. Filmi sessiz çekmiştik ve sesleri sonradan yaptık, iki oyuncumuz grip oldu ve sesleri kısıldı. Filmin en önemli karakterlerinden sesleri alamadık. Mücadele edip en kısa sürede, en iyi şekilde çözmek zorundaydık. Ben kendi aileme ve akrabalarıma seslendirme yaptırarak filmi dublajla tamamladım. Bizim için yeterli değildi ve tatmin etmiyordu ama yapacak başka bir şey yoktu ve bunların hepsi bizim için çok büyük tecrübelerdi. Bir sürü teknik eksikliğe rağmen, filmi bir şekilde tamamlayıp teslim ettik. Bütün bu olanların sonucunda filmimiz yarışmayı ödülle tamamladı. Ürettik, mücadele ettik ve karşılığını aldık. Bu süreçte; teknik uygulama ve yaratım, teorik bilgi, felsefi düşünce ve anlatı yapısı oluşturmada üniversiteden aldığım eğitimin ve hocalarımın yönlendirmelerinin katkısı göz ardı edilemez. Dizi, film ve reklamlarda asistanlık yaptığım zamanlardan edindiğim bilgilerin de etkisi çok. Tüm ekip arkadaşlarıma, maddi manevi destek veren herkese teşekkür ediyorum.”

Yusuf Uz’un kısa filmi Vesile’nin fragmanını izlemek için tıklayınız.


Hazırlayan: Arş. Gör. Eda Çekemci