Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Önerileriniz için   İGÜMER
 Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr


 Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 4. sınıf öğrencimiz Berkay Gülşen ile röportaj yaptık!

İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF), Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 4. sınıf öğrencisi Berkay Gülşen ile bölümü, katıldığı “University Competition” yarışması ve aldığı ödül hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

1-Öncelikle merhaba Berkay nasılsın? Bize biraz kendinden bahseder misin?

Merhabalar, ben Berkay Gülşen. Gelişim Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 4. sınıf öğrencisiyim. Ankara’nın Bolu’ya sınırı olan ilçelerinden Kızılcahamam’da doğdum ve büyüdüm. 19 yaşıma kadar orada yaşadım ve 4 senedir de İstanbul’da yaşayıp eğitimime devam etmekteyim. Bu alana ilgim ilk olarak lise zamanlarında bir gün arkadaşlarıma tatlı yapıp götürmek istediğimde başladı. Yaklaşık son 7-8 senem profesyonel mutfak ve boş vakitlerimde ev mutfağında geçmekte, her vaktimde çalışıp kendini geliştirmek isteyen bir kişiliğe sahibim. İlerleyen zamanlarda Avrupa ülkelerine gidip birçok farklı konseptte çalışıp kendimi daha da geliştirmek istiyorum.

2-Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile düzenlenen “GastroAntep Kültür Yolu Festivali” kapsamında gerçekleştirilen “Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali”nde katıldığınız “University Competition” yarışmasında ikincilik ödülü kazandınız. Bize yarışma sürecinden bahseder misin?

Bu organizasyonda bize öncülük eden hocamız Öğr. Gör. İbrahim Levent Demirçakmak oldu. Yaz stajımı yaparken bana ulaşarak yarışmadan bahsetti ve katılmak isteyip istemediğimi sordu. Ben de böyle bir şansı geri çevirmek istemedim. Ardından ekip arkadaşlarım Şüheda Şentürk ve Kerem Günay ile yoğun çalışmalara başladık. Yarışmanın konsepti, Gaziantep yöresine ait en az bir ürünü kullanarak; başlangıç yemeği, ana yemek ve tatlı servisi hazırlamak ve sunmaktı. Başlangıç yemeği olarak “siyah sarımsaklı isli kuru cacık üzerine pastırmalı madımak topu”, ana yemek olarak “sebzeli firik pilavı üstü yanık tereyağlı adaçayı sosu eşliğinde dana dil” ve tatlı olarak da “Antep biberi eşliğinde vişne sos ve Antep fıstığı kremalı beze” servis ettik. Başlangıç ve tatlı tabağımız kendi alanlarında yarışmanın en iyi tabakları seçildi. Ardından ikinci olduğumuzu öğrendik ve çok ufak bir farkla birinciliği kaçırdık. Benim için ve kariyerim için çok güzel bir tecrübe olmuştu. Eksiklerimi ve çalışmam gereken yerleri görüp harika bir anı biriktirmiş oldum.
 
3-Bu tarz yarışmalara katılmak isteyen arkadaşlarına hazırlık süreçleri için neler söyleyebilirsin?

Öncelikle yapmaları gereken şey bölümü ve mesleği benimsemek olacaktır. Çünkü sürekli çalışıp her gün farklı bir şeyler denemeleri lazım. Sonuçlar kötü çıksa bile böyle durumlarda deneyim elde etmiş oluyoruz ve bu çalışmaları bölüm hocalarına gösterip değerlendirme ve fikir alma imkânımız oluyor. Yarışma sürecinde her bir ürünü değerlendirmeye aldık çünkü belli bir süre içinde belli bir ısıda servis etmemiz gerekiyor, o yüzden içinde kullandığımız her ürün çok önem taşıyor. Yarışmadan önce kronometre tutup, servis vermeyi çalışmalılar ve her bir ürünün yarışma kurallarına uygun şekilde ve en kalitelisi olmasına dikkat etmeliler. Ayrıca yarışma esnası sırasında heyecan kontrolü ve hijyen de çok önemlidir. Bunun dışında ürünlere hâkim olunmalı ve her yemeğin servise gitmeden önce tadına bakılmalıdır.
 
4-Son olarak bu bölümde okuyan arkadaşlarına öneri veya tavsiyelerin var mı?

Bir son sınıf öğrencisi olarak aldığım 4 yıla yakın eğitim sürecinde hiçbir anımı boşa harcamamaya çalıştım ve her sene yaptığım ürünleri sıra sıra kıyasladım ve gelişmemi, eksiklerimi takip ettim. Bu takip sürecinde bu işte üst seviyelerde olan her bir insandan ayrı ayrı fikirler aldım. Denemekten asla çekinmedim çünkü bu alanda bir şeyleri tecrübe edip deneyim kazanmamız gerekiyor. Elde ettiğim başarılar kadar başarısızlıklarım da oldu ve pes etmedim. Sürekli kendimi geliştirip eksiklerimi kapattım. Bu bölümü okurken eğer profesyonel aşçılık üzerinden ilerlemek isteyen arkadaşlarım varsa, her bir boş vaktinde sektörün farklı farklı alanlarında çalışıp el pratikliği kazanmalarını tavsiye ederim. Bu alan için benim şöyle bir sözüm vardır: “El pratikliği aşçılığın temellerini atar, teorik kısmı ise diğer kişilerden farkınızı yaratır.”. Üniversitemizde teorik kısmını ve belli başlı temel uygulamaları öğrendiğimiz kadar iş hayatının içindeki bilgilerden de eksik kalmamalıyız, o yüzden her fırsat bulduğumuzda sektörde çalışmalıyız.



Haberler

Tüm Haberler