Batı'daki yemek kültürünün kökenleri sömürge dönemindeki köle ticaretine uzanıyor!
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Dekan yardımcısı ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim elemanlarından Doç. Dr. Murat Doğan Anadolu Ajansı Ayrımcılık Hattı’na verdiği sömürge dönemindeki köle ticareti ve batı yemek kültürünün kökenleri hakkında konuştu.
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Dekan yardımcısı ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim elemanlarından Doç. Dr. Murat Doğan Anadolu Ajansı Ayrımcılık Hattı’na verdiği sömürge dönemindeki köle ticareti ve batı yemek kültürünün kökenleri hakkında konuştu.
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Dekan yardımcısı ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğan Batı’daki yeme içme alışkanlığının dönüşümünden bahsetti.
“Afrikalı köleler sebze ağırlıklı besleniyorlardı. Bu malzemeleri ve pişirme tekniklerini efendilerinin damak tadıyla harmanlayarak hem kölelerin hem de sahiplerinin mutlu olacağı bir yemek şekli ortaya çıkardılar.”
Sömürgecilik döneminde Afrika'dan Amerika ve Avrupa kıtalarına getirilen kölelerin taşıdığı sebze-meyve tohumları, Batı ülkelerindeki farklı mutfakların gelişimine önemli katkılarda bulundu.
Doğan, Afrika'dan getirilen kölelerin Batı ülkelerinde mutfak alışkanlıklarını olumlu yönde değiştirdiğini ifade ederek, “15. ve 16. Yüzyıllarda Afrikalı kölelere bakıldığında onlar sebze ağırlıklı besleniyorlardı. Bamya, yeşillikler, tatlı patates ve sorgun bitkisi gibi gıdaları tüketiyorlardı. Bu malzemeleri ve pişirme tekniklerini efendilerinin damak tadıyla harmanlayarak hem kölelerin hem de sahiplerinin mutlu olacağı bir yemek şekli ortaya çıkardılar.” dedi.
Doğan, bamya, acı biber, şeker kamışı, tatlı patates ve domates gibi tüm dünyada yaygın olarak tüketilen ve mutfağın temel malzemeleri olarak görülen pek çok bitkinin köle ticareti ile kıtalar arasında taşındığına işaret eden örnek teşkil ettiğini söyledi. Ayrıca kölelerin kıtalar arasında bir meta olarak alınıp-satıldığı dönemlerde gittikleri yerlere bazı bitki tohumlarını da yanlarında götürmeyi başardığını söyleyerek, “Afrikalı köleler başlangıçta o plantasyon dediğimiz, entegre tesis dediğimiz yerlerde ve çiftliklerde çalışmaya başlıyorlar. Sonra mutfaklarda yükseliyorlar ve mutfakların aşçıları oluyorlar. Bildikleri teknikler var, yöntemler var, kullandıkları malzemeler var. Bunlarla hem efendilerine hem de köle arkadaşlarına yemek pişiriyorlar.” dedi.
Adaletsizlik, eşitsizlik ve paradokslar halen devam ediyor!
Doç. Dr. Doğan, köle ticareti kapsamında taşınan malzemelerin başta Avrupa, Amerika ve Afrika kıtaları arasında yer değiştirmeyle sonuçlandığını daha sonra bütün dünyaya belli başlı malzemelerin yayıldığına işaret ederek, bizim bugün mutfakta kullandığımız temel malzemelerin geçmişte bulunmaması nedeniyle geçmişte bu coğrafyada pişirilen ürünleri bugün denesek garipseyebileceğimizden söz etti. “Bugün mutfağın en temel malzemeleri arasında yer alan domatesin Amerika kıtasından Avrupa'ya ilk taşındığında bir saksı bitkisi olarak taşınmıştır ve tüketimine sonradan başlanmıştır. Domates salçasının olmadığı dönemlerde Türk mutfağında ise ekşi tat vermek amacıyla erik ekşisi gibi ürünler kullanılıyordu.” dedi.
Doğan, kölelik kalksa da adaletsizliğin, eşitsizliğin ve paradoksların geçmişte olduğu gibi günümüz dünyasında da olduğuna belirterek “Bir tarafta obeziteden doğan sağlık sorunları için milyonlarca dolar harcanıyor. Diğer yandan Afrika’da çocuklar açlıktan, kıtlıktan dolayı ölüyor. Bir taraf yağlı yemekler ve fazla yemek tükettiği için sağlık sorunları yaşarken diğer taraf yemek bulamadığı için sağlık sorunları yaşıyor.” diyerek sözlerini tamamladı.
Haberin detaylarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Dekan Yardımcısı ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim elemanlarından Doç. Dr. Murat Doğan’ın yazısı Hotel Restaurant ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF), Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nden Arş. Gör. Eda Türkay, kısa film projesi Aç Açına ile 35. Ankara ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Dekan Yardımcılarından ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Murat Doğan’ın “An Investigation into ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) ve Bulgaristan’daki Shumen Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından düzenlenen uluslararası karma resim sergisi, Bulgaristan’ın Nikola Marinov Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor. ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF), İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü ile Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü, Görme Engelliler İçin Sesli Kitap ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF), Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencilerinden Elif Kurt ve Feymenur Yılmaz ÇAP yapmaya hak kazandı.
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri ve öğretim elemanları 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını mutfakta muffinler yapıp okula ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Gelişim Sanat Galerisi, Grafik Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Nuri Sezer'in sanat ve eğitim alanında 45 yılı aşkın birikimini yansıttığı "YaşArt" ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim elemanı Arş. Gör. Emel Çirişoğlu, Gıda ve Tarım Sektöründe Etki Odaklı ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından düzenlenen “Gelişime İlham Olan Kadınlar Sosyal Sorumluluk Projesi” kapsamında, 30 Ekim 2024'te İstanbul Modern’deki Chiharu Shiota’nın “Dünyalar Arasında” ...