7-13 Nisan Dünya Sağlık Haftası ve Sağlıklı İç Mekânlar İçin Dikkat Edilmesi Gereken Kriterlerin Değerlendirilmesi
7-13 Nisan Dünya Sağlık Haftası’nda sağlıklı iç mekânlar için dikkat edilmesi gereken temel ilkeler ve aydınlatma kalitesi, akustik kalite, termal kalite, hava kalitesi kriterleri değerlendirildi.
Prof. Dr. Andrija Stampar başkanlığındaki komisyonun çalışmaları üzerine 26 üye ülkenin onayı ile “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Anayasası” 7 Nisan 1948’de yürürlüğe girmiştir. DSÖ Anayasası’nın yürürlüğe girdiği tarih olan 7 Nisan, her yıl ‘Dünya Sağlık Günü’ olarak kutlanmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü ve örgüte bağlı toplumsal kuruluşlar, sağlık sorunlarını önleme, erken saptama, koşulları iyileştirme, sağlığın nitelikli ve ulaşılabilir olması için gerekli çalışmalar yürütmektedir. Her yıl kutlanan “7 Nisan Dünya Sağlık Günü” kapsamında da sağlıkla ilişkili tema farklı yönleriyle işlenmekte ve dünya çapında o konuda farkındalık yaratılması hedeflenmektedir.
Sağlığımızın öneminin daha çok vurgulandığı bu dönemde sağlığı bir de yaşadığımız mekânlar boyutuyla değerlendirecek olursa. Bu çerçeve mekânda dikkat edilmesi gereken değişkenler incelendiğinde dikkat etmemiz gereken çeşitli parametreler karşımıza çıkmaktadır.
Sağlıklı İç Mekânlar İçin Dikkat Edilmesi Gereken Değişkenler
İç mekânlarda kullanıcılar için mekânın kalitesi, sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi açısından büyük önem taşırken sağlıklı mekânlar sağlıklı kullanıcılarla özdeşleşmektedir. Bu sebeple mekânlar tasarlanırken dikkat edilmesi gereken çeşitli değişkenler bulunmaktadır.
Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi Enstitüsü, yapının tasarımında görev alan her bireyin yapının inşasından ve çevresel etkilerinden sorumlu olduğunu belirtmektedir. Bu enstitüye göre, sağlıklı yapıların oluşması için bazı temel ilkelere dikkat etmek gerekmektedir. Bu temel ilkeler, yapının ideal koşullarda tasarlanmasına yardımcı olmaktadır.
Sağlıklı yapıların tasarımında dikkat edilmesi gereken temel ilkelerden bazıları
-
İç mekânda ideal yüzey ve hava sıcaklıklarının sağlanması,
-
Doğal ışık, aydınlatma ve renk ortamının sağlanması,
-
Ses ve titreşimlerin kontrol altında tutulması,
-
Yapıların nefes alabilen cepheler ile tasarlanması,
-
İç mekân havasındaki nem oranının doğal kontrolünün sağlanması,
-
Havadaki zararlı maddelerin filtrasyonu ve nötrlenmesinin sağlanması,
-
Isı yalıtımı ve ısı depolanmasının ölçülü olması,
-
Yeni yapılarda hem düşük hem de çabuk azalabilen nem oranının sağlanması,
-
Doğal ışık, aydınlatma ve renk ortamının sağlanması gerekir.
Genel olarak belirtilmiş bu maddeler dışında sağlıklı mekânı sağlayacak önemli şartlar dört farklı başlık altında değerlendirilebilmektedir. Bunlar; aydınlatma seviyesi, akustik konfor, ısıl konfor ve iç mekân hava kalitesi şeklinde sıralanabilir.
Aydınlatma Kalitesi
Aydınlatma türü, mimari deneyimde ve genel iç ortamın psikolojik algılanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Aydınlatma kalitesi ve aydınlatma özellikleri, genel mekânsal deneyimin görsel nitelikleri üzerindeki etkileri nedeniyle bir mekânın iç mimarisine ve genel iç mekân ortamına daha fazla girdi sağlamaktadır.
Gerekli güneş ışığı miktarına ve tasarlanan alanın işlevselliğine bağlı olarak pencere boyutlarına ve duvar kaplamalarının parlaklığına daha fazla odaklanılması gerekmektedir. Çalışmalar, daha az güneş ışığı alan ofislerin, bina sakinlerinin depresyon, stres ve gerginliğe yol açtığını da kanıtladı. Bu nedenle, konforunu desteklemek ve işlevselliğini güçlendirmek için her alan için belirlenmiş bir lüks seviyesi bulunmaktadır.
Akustik Kalitesi
Gürültü ve sıcaklığın kapalı mekânlarda oturanların memnuniyetini belirlemede ağırlıkların çoğunluğunu oluşturan ana parametreler olduğunu bilinmektedir. Bu nedenle, gürültü sorunları olan kapalı alanlar, işyerinde oturanların üretkenliğini veya evlerindeki yaşam deneyimlerini ve dolayısıyla genel akustik konfor seviyelerini önemli ölçüde etkilemektedir. Bilimsel Bilgi Enstitüsü'ne (ISI) göre, Türkiye'de sağlık tesislerinde kullanılan standart seviye olan yerleşim alanlarında maksimum dış ve iç gürültü seviyesi 45 dB'yi geçmemesi gerekliliği belirtilmektedir.
Akustik olarak özel ofisi olan çalışanların daha üretken, meslektaşları ile etkileşime açık, işlerine daha odaklanmış ve çalışma ortamlarından daha mutlu oldukları görülmüştür Gürültünün artan stres ve kalp hastalığı dâhil olmak üzere sağlık üzerinde olumsuz etkileri olduğu bulunmuştur. Ayrıca, bir binadaki rahatsız edici gürültü seviyeleri, stres, uyku bozukluğu, kalp krizlerine ve ani ölüme bile yol açabilen hipertansiyondan başka sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.
Termal Kalite
İnsan vücudunun çevreye ve sıcaklığa sürekli uyum içinde olması nedeniyle ısıl kalite ve konfor düzeyi kişiden kişiye cinsiyetine, etnik kökenine, yaşına ve vücut tercih ettiği iklime göre değişiklik gösterebilmektedir. Termal konfor ve etkileyen faktörler iki ana kategoriye ayrılmaktadır:
• Çevresel faktörler: hava sıcaklığı, bağıl nem ve hava hızı dâhil,
• İnsan faktörleri: vücut metabolizması ve giyim dâhil.
Benzer şekilde, termal konfor, bir iklim bölgesinden diğerine farklılık gösterir, burada kültürel arka plan önemli bir rol oynamaktadır. Temel olarak, fiziksel adaptasyon ve fizyolojik adaptasyon olmak üzere iki etkili faktöre sahip olan insanların iç ortamlarına adaptasyonuna bağlı olmaktadır.
Hava Kalitesi
İç mekanlar bir diğer ve de belki de günümüz şartlarında en önemli kriter olarak hava kalitesi görülebilmektedir. İnsanlar atmosferik havanın bir parçası olarak daima su buharı ile çevrilidir. Optimal bir termal konfora ulaşmak için gereken nem seviyesi, herhangi bir alanda yüzde 40 ila 70 arasında olmalıdır. Nem seviyesi, fonksiyonlara bağlı olarak iç mekânlarda değişiklik göstermektedir. Örneğin endüstriyel alanlardaki nem, makinelerden üretilen ısı nedeniyle ofis veya evlerdeki nemden daha yüksektir, bu da suyun veya nemin insan vücudundan buharlaşmasını arttırarak rahatsızlıklara neden olabilmektedir.
Hava, bütün canlıların solunumuna yarayan renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımıdır. Hava kalitesinin yüksek olması insanın vücut sağlığının daha iyi olmasına, daha enerjik olmasına yol açar. Mekân organizasyonu yapılırken yapı içi hava akışı kontrolü yapılmalıdır.
Temel olarak belirtilen bu dört ana kriter dengeli ve doğru bir biçimde sağlandığında iç mekanlar, sağlıklı yaşamamıza elverişli ortamlar haline gelebilmektedir.