Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr

İç Mimarlık








 Arş. Gör. Gökçe Uzgören “Dünya Turizm Haftası”nı Kentsel Turizm Kavramı Üzerinden Değerlendirdi


İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Güzel Sanat Fakültesi (GSF) İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Arş. Gör. Gökçe Uzgören, Dünya Turizm Haftası’nın önemi ve turizm sektörünün pandemi dönemindeki mevcut durumunu kentsel turizm kavramı üzerinden değerlendirdi.


Her yıl 11-22 Nisan haftasında kutlanan Dünya Turizm Haftası’nın amacı; turizmin rengi, dili, dini ve ırkı olmadığını hatırlatmak ve dünyadaki en hızlı gelişen sektörlerden biri olan turizmin toplumlar arasındaki birleştirici gücüne vurgu yapmaktır. Turizm haftası 1977 yılından 1980’lerin ilk yarısına kadar Mart ayının ikinci Pazartesi günü kutlanmış ancak iklim değişikliğinin etkisiyle, hava şartları ve turizm sezonunun açılışı gerekçe gösterilerek 1983 yılından itibaren 15-22 Nisan haftası kutlanmaya başlanmıştır [1].

Dünya Turizm Örgütü (WTO) [2] turizmi, ”Kişilerin ikamet ettiği yer dışındaki bir yere bir yılı aşmamak üzere, boş zaman değerlendirme, iş veya diğer benzeri amaçlarla yaptıkları seyahat ve konaklama aktiviteleri” olarak tanımlamaktadır. Urry'e göre [3] turist olmak, modern tecrübenin özelliklerinden biridir. Turizm  1950’li yıllardan 1980’lere kadar gelişmiş ülkelerdeki insanlar için yapılabilir bir aktivite iken; bilgi ve ulaşım teknolojilerindeki gelişmeler, dijitalleşme, çalışma saatlerindeki düzenlemeler gibi bir dizi faktör ile birlikte daha fazla insanın gerçekleştirme imkânı bulduğu bir aktiviteye dönüşmüştür. Bununla birlikte turist sayısında önemli bir artış meydana gelmiş ve turizm sektörü mekânsal ve dönemsel olarak bir genişleme göstermiştir.

Önceden turizm sezonunun açılışı olarak kutlanılan Dünya Turizm Haftası günümüzde, yukarıda sözü geçen gelişmelere paralel olarak; turizmin bütün bir döneme yayılması ve yaygınlaştırılması, aynı zamanda da turizmden en yüksek geliri sağlamada yapılması gerekenler konusunda halkın bilinçlendirilmesi amacıyla  da kutlanmaktadır [1]. Turizm sektörünün en önemli türlerinden biri de kentsel turizm sektörüdür. Avrupa Komisyonu (EC-European Commission) [4] yaptığı çalışmada kentsel turizmi, "kasaba ve kentlerde ziyaretçilere sunulan turizm faaliyetleri" olarak tanımlamaktadır. Söz konusu 'kent' olduğunda, yapılabilecek turizm faaliyetleri kentin tarihi ve kültürü hakkında bilgi edinmek, alışveriş yapmak, eğlence olanaklarından yararlanmak, gastronomi, endüstriyel miras, söz konusu toplumun yaşam biçimi hakkında bilgi edinmek ve deneyimlemek, sanatsal faaliyetlere katılmak gibi oldukça çeşitli faaliyetleri kapsamaktadır. Avrupa Komisyonu'nun yaptığı çalışmaya göre [5] kentsel turizm sektörü turistlerin gittikçe daha çok tercih ettikleri bir turizm türü hâline gelmektedir. Diğer yandan, küreselleşme döneminde kentlerin değerleri, kültürleri ve özgünlükleri kısaca "yerellikleri" ile yarış hâlinde olmaları, kentsel mekânda çeşitli eşitsizliklerin ortaya çıkmasını da beraberinde getirmektedir. Hakların bölüşümü konusunda eşitlikçi adımlar atılmadığı durumlarda; kentsel ayrışma, yoksulluk, soylulaşma gibi birçok sosyo-ekonomik ve mekânsal sorun da ortaya çıkacaktır. Özellikle kentsel turizmin öneminin artmasında "arz faktörünü" oluşturan faaliyetler, kent içindeki köhnemiş ve değerini yitirmiş alanların çeşitli canlandırma, yenileme ve dönüşüm projeleri ile küresel pazara sunulması, bu şekilde de kent mekânından yeni rant alanları yaratma amacını gütmektedir.

Tüm bu eğilimlerin yanında Aralık 2019’da ortaya çıkan ve o tarihten bu yana tüm dünyaya yayılan Covid-19 virüsü, insan sağlığının yanı sıra turizm sektörünü de olumsuz olarak etkileyen bir olay olarak karşımıza çıkmıştır. Pandemi sürecinde tatil ve konaklama yerlerinde alınan bir dizi önlem de tatil aktivitelerinin değişmesine veya kısıtlanmasına yol açmıştır. Bunun yanında pandemi döneminde turistik işletmelerin kapalı kalması, hem ülke ekonomilerine zarar vermiş hem de çok sayıda insanın işsiz kalmasına neden olmuştur. Dolayısıyla Covid-19 pandemisinin turizm sektörünün yeniden yapılanmasına yol açtığı söylenebilir. Ancak bu süreçte tatil ve turizm ihtiyacı topyekûn ortadan kalkmamış, yalnızca ertelenmiş ya da kısıtlanmıştır. Birçok ülkenin turizm teşvikleri ya da kolaylaştırıcı adımlar sunması turizm sektörünün bir şekilde devam etmesini sağlamıştır.  Belli değişiklikler ile varlığını sürdüren turizm sektöründeki en büyük değişim ise Covid-19 virüsü ile birlikte bireylerin turizm ve tatil anlayışında yaşanan farklılaşmalardır. Normal şartlarda bireylerin farklı mekânlar arasında yaptığı seyahatlerde ekonomik ve sosyal tercihler ön plana çıkarken salgın döneminde psikolojik tercihler de önemli hâle gelmiştir. Bunlar ile birlikte modern turizm anlayışının değişmesi, daha yerel odaklı ve sürdürülebilir turizm faaliyetlerinin gelişeceği de öngörüler arasındadır [6].

Turizm sektörü her ne kadar Covid-19 pandemisi ile birlikte bir yeniden yapılanma sürecine girmiş olsa da dünya ekonomik sistemi içerisinde en önemli sektörlerden biri olmaya devam edecektir. Bireylerin sosyalleşme, farklı yerler görme, tanıma, deneyimleme, eğlenme ihtiyaçlarını karşılayan turizmin güvenilir, sağlıklı, sürdürülebilir ve insan odaklı bir gelişim göstermesi dileğiyle, hepimizin Dünya Turizm Haftası kutlu olsun.

Kaynaklar

[1] https://blog.biletall.com/2021-dunya-turizm-haftasi Son erişim tarihi: 18 Nisan 2021.
[2] World Tourism Organization (WTO), (1995). Collection of Tourism Expenditure Statistics, UniPub Publishing, Oslo.
[3] Urry, J., (1990). The Tourist Gaze, Sage, London.
[4] European Commission, (2000). Towards Quality Urban Tourism, Integrated Quality Management (IQM) of Urban Tourist Destinations, European Communities Publications, Brussels.
[5] The European Commission - DG Enterprıse and Industry, (2000). Towards Quality Urban Tourism: Integrated Quality Management (IQM) of Urban Tourist Destinations, European Commission, Luxemburg.
[6] Alaeddinoğlu, F. Ve Rol, S. (2000). “Covid-19 Pandemisi ve Turizm Üzerindeki Etkileri” Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Salgın Hastalıklar Özel Sayısı: 233-258.
 
Hazırlayan: Arş. Gör. Gökçe Uzgören