Merhaba hocam, İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde Güzel Sanatlar Fakültesi, İletişim ve Tasarımı Bölümü'nde Öğretim Görevlisi olarak görev yapıyorsunuz. Bu kapsamda, 1. Dicle Kısa Film Festivali, 5. Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali, 2. Büyük Taarruz Film Festivali, 6. Uluslararası Siirt Kısa Film Festivali gibi önemli etkinliklerde Festival Direktörlüğü görevini üstlendiniz. Bu festivallerle ilgili deneyimlerinizi ve Direktörlük süreçlerinizi anlatabilir misiniz?
Film alanındaki yıllarca süren deneyimlerimde, ulusal ve uluslararası film festivallerine katılarak filmlerimle birçok ödül kazandım. Bu süreçlerde festivallerde karşılaşılan sorunları, olumsuzlukları ve film yönetmenlerinin yaşadığı zorlukları gözlemleyerek, çözüm noktasında fikir üretme becerisi kazandım. Festival direktörlüğü serüvenim ise 3 yıl önce İstanbul Gelişim Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi’nin düzenlediği TAYF Uluslararası Kısa Film Festivali ile başladı. Bu festivalde yaratım sürecinden içerik oluşturmaya kadar birçok aşamada yer aldım. Ardından, büyük bir ekip ile birlikte festivalimizi başarıyla gerçekleştirdik. Daha sonrasında, 1. Dicle Kısa Film Festivali, 5. Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali, 2. Büyük Taarruz Film Festivali, 6. Uluslararası Siirt Kısa Film Festivali gibi uluslararası düzeyde ve Kültür Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen önemli film festivallerinde Festival Direktörlüğü görevini üstlendim. Festival süreçlerindeki en önemli gözlemim, ekibin ne kadar kritik bir rol oynadığıdır. Ekip çalışması, sorunlara çözüm üretme sürecinde vazgeçilmez bir unsurdur. Ülkemizde dijital teknolojinin gelişmesiyle birlikte kısa film üretimi büyük bir ivme kazanmıştır; bu da Türk sineması adına sevindirici bir gelişmedir.
Bu festivallerdeki görevleriniz ve katılımcılarla olan etkileşimleriniz hakkında paylaşabileceğiniz ilginç bir anı var mı?
Bu festivallerdeki görevlerim, genç yönetmenlerle yakın bir iletişim kurmayı ve festivalin organizasyonu ile ilgili seçici kurul süreçlerini yönetmeyi içeriyor. Festival düzenleme süreçleri, çok yönlü bir hazırlık sürecini kapsıyor. Genç yönetmenleri tanıma fırsatı buluyor, film üretimine katılan bu yetenekli bireylerle yakın bir ilişki kurma şansını elde ediyorum. Aynı zamanda, organizasyon ve seçici kurul ile sürekli bir iletişim halinde oluyoruz. Her festival, kendine özgü bir atmosfere ve özelliğe sahip. Ancak, en ilgi çekici anılarımdan biri genç yönetmenlerin heyecanlarına şahit olmaktır. Onların, filmlerini büyük bir coşkuyla paylaşmaları ve festival sürecinde yaşadıkları heyecanı görmek, benim için unutulmaz anlar yaratıyor.
Sizce bu tür festivallerin sanatsal ve kültürel açıdan önemi nedir?
Bu tür festivallerin sanatsal ve kültürel açıdan önemi oldukça büyük. Uluslararası film festivalleri, dünyanın farklı bölgelerinden gelen film yapımcılarına açık bir platform sunarak, kültürler arası etkileşimi teşvik eder. Filmlerin farklı coğrafyalardan gelmesi, farklı kültürleri ve yaşam tarzlarını izleyiciyle buluşturur, böylece kültürel çeşitliliği artırır.
Ayrıca, bir film festivalinin düzenlendiği kent, büyük bir katkı sağlar. Festival, kentin tanınırlığını artırır ve turizme olumlu etkide bulunur. Festival sürecinde yapılan haberler ve sosyal medya paylaşımları, festivalin yapıldığı kenti geniş kitlelere tanıtır. Bu da o kentin kültürel zenginliğinin ve çekiciliğinin dışarıya aktarılmasına yardımcı olur. Dolayısıyla, film festivalleri kültürel alışverişi destekleyerek, sanatı ve kültürü bir araya getirir, aynı zamanda festivalin düzenlendiği şehri kültürel bir merkez haline getirir.
Festivalin bu etkinlikle öğrenci ve akademisyenlere sağladığı faydalar nelerdir?
Festival organizasyonlarının önemini öğrencilik yıllarımda deneyimledim. Öğrenci olduğunuzda, yeni teknikleri, yaklaşımları ve film yapım tekniklerini gözlemlemek ve öğrenmek açısından bu festivaller son derece önemlidir. Kısa film için özel gösterim mekanizmaları hala tam olarak gelişmemiş durumda; bu nedenle kısa film yönetmenleri, filmlerini seyirci ile buluşturmak için bu tür film festivallerine ihtiyaç duyarlar. Ayrıca, sektör temsilcileri ile festivallerde bir araya gelerek, kendi çalışmalarını tanıtabilir ve sektöre giriş yapabilirler. Birçok kısa film yönetmeni, bu festivaller aracılığıyla sektöre adım atmış ve kendilerini tanıtmıştır. Akademisyenlere katkısı da oldukça önemlidir. Çünkü akademide sadece ders anlatmak yeterli olmaz; akademisyenlerin kampüs dışına çıkarak, yeni yapılan filmleri izlemesi, gözlemlemesi ve yorumlaması son derece önemlidir. Yapılan kısa filmler, bağımsız sinema ürünleri olduğundan, farklı fikirler ve çalışmalar içerirler. Bu nedenle, akademisyenlerin yeni tarz içeriklere ulaşması ve bunları öğrencilerine aktarması, sinema alanında önemli bir katkı sağlar.
Festival Direktörlüğü süreçleriniz, İstanbul Gelişim Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İletişim ve Tasarımı Bölümü'nün akademik ve idari hedeflerine nasıl katkılar sağladı? Bu tür etkinliklerin üniversitenin genel vizyonuna etkisi hakkında düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?
Bildiğiniz gibi İstanbul Gelişim Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ders vermeye devam etmekteyim ve derslerimden bazıları “belgesel üretim süreçleri” ve “film festivalleri” konularını içermektedir. Bu derslerde saha deneyimlerimi öğrencilerimle paylaşarak, teorik bilgilerin pratiğe nasıl uygulandığını göstermeye çalışıyorum. Aynı zamanda, kısa film gösterimleri için uygun mecraların sınırlı olması nedeniyle festival direktörlüğü süreçlerinde elde ettiğim deneyimleri, öğrencilerime aktarmak ve kısa film izleme kültürünü geliştirmek amacıyla finalist filmleri öğrencilerimle birlikte izleyip yorumluyoruz.
Festival düzenleme ve yöneticiliği görevlerinin, üniversitenin akademik ve idari hedeflerine nasıl katkı sağladığına dair düşüncelerimi paylaşmak isterim. Bu tür etkinlikler, öğrencilere kısa film yapımı konusunda örnekler sunarak ilham kaynağı olur ve kreatif düşünceyi teşvik eder. Ayrıca, festival koordinatörlüğü sürecinde oluşan deneyimli bir ekip, İstanbul Gelişim Üniversitesi'nin gelecekte düzenleyeceği kısa film festivalleri için güçlü bir temel oluşturur. Üniversitenin mütevelli heyeti, rektörlük, halkla ilişkiler ve tanıtım müdürlüğü ile işbirliği içinde gerçekleştirilen Liseler Arası Kısa Film Festivali, üniversitenin genel vizyonuna katkıda bulunan bir etkinlik olarak değerlendirilebilir. Bu tür organizasyonlar, öğrencilerin yeteneklerini sergileme şansı verirken, aynı zamanda üniversitenin kültürel ve sanatsal çeşitliliğini artırmaya yönelik bir misyonu da yerine getirir.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Film üretim süreçleri ve film festivalleri, ekip ve emek isteyen süreçlerdir. Zaman zaman çok yorulabilir ve çok emek verebilirsiniz. Ancak, yaptığınız filmin uluslararası bir festivalde gösterilmesi, tüm bu çabaların karşılığını almanın büyük bir keyif olduğunu gösterir. Bu aşamada, bütün öğrencilere şunu söylemek isterim; ekip arkadaşlarınızla uyum içinde çalıştığınızda, yaptığınız işin hak ettiği yeri bulması kaçınılmaz olacaktır. Birlikte çalışmanın ve emeğinizi birleştirmenin, başarıya giden yolun anahtarı olduğunu unutmayın.