2. İstanbul Sanat ve Antika Fuarı 3 Kasım 2021 günü itibariyle kapılarını tüm sanatseverlere açtı. Onlarca sanat galerisi, sanat oluşumu ve yüzlerce sanat eseri… İki sanat seksiyonu ve bir antika salonu biz izleyicilerin deneyimine sunuldu. Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde yapılan bu etkinliğe fakültemizden Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Özel hocamız birbirinden değerli eserleriyle Janset Art Gallery çatısı altında katıldı. Sayın Janset Hanım’la tanışma imkânımız olmadı ama kendisinin heykel çalışmalarını deneyimleme şansımız oldu. Oldukça etkileyici heykel başlarından meydana gelen kompozisyonlar izleyiciyi bir an duraksatan ve sorgulatan bir diyalog halindeler. Özellikle “Hamam I” kompozisyonu ünlü Fransız Neoklasik ressam Jean Auguste Dominic Ingres’nin “Türk Hamamı” eserinin adeta post modern bir yorumu. Esere Ingres’nin yorumunda olduğu dairevi bir vizörden bakıyoruz. Hamamın mahremiyeti eğilerek içeriye baktınız anda kayboluyor ve aynalar sonsuz sayıda bedeni yansıtıyor. Aynaların çoğalttığı yansıma figürler, Ingres’in hayali, egzotik ve bohem oryantalist dünyasında canlandırdığı figürlere bir gönderme niteliğinde adeta. Bu çarpıcı eserden başımızı kaldırdığımızda ise Ahmet Özel hocamızın “Oluşum” isimli eseriyle göz göze geliyoruz. Sarı, yeşil ve kırmızı renklerin kombinasyonu bir anda izleyici hipnotize ediyor. Yerden göğe doğru uzanan bir yaradılışın doğal davranışını takip ediyoruz. Yerde bir doğum simgesi ve buradan üreyen bitkinin dinamik, heyecanlı ve meraklı dokunuşlarıyla karşılaşıyoruz. Tüm yaşama tutkusu bir bebeğin doğduktan sonra annenin veya babanın parmağını sıkı sıkıya tutarcasına ellerinize yapışacak ve sizi tabloya çekip soğuracak gibi bir his uyandırıyor. Doğum tüm dinamizmiyle yerden göğe zuhur ederken güneşin aydınlattığı göğün kızıllığında ilk ilkel düzen, insanoğlunun ilk arketipleri hissedilmeye başlıyor. Üç ayrı persona ilkel bir sembolizmle efsanevi bir yaradılış sergiliyor. Bunların hemen üstünde ise ilkel adamın av ritüelini canlandıran insanlığın ilk sanat ürünlerinin sembolik gücü, koşuşturan boğaları görüyoruz. Keşifleriyle bizlere eğlenceli bir tecrübe yaşatan bu eser kısa bir yaradılış, arayış ve sanatın arketiplerinin kapılarını aralıyor.
İkinci karşılaşmamız sayın hocamız Dr. Öğr. Üyesi Önder Paker ile oluyor. Kendisi değerli üyeleriyle tanıştırmak üzere Sanatta “Engel Yok Vakfı” sergi alanına davet etti bizi. Birbirinden güzel sanat eserleri ve üyeleriyle tanıştığımız bu bölümde, hocamız için önemli bir edebi kişilik olan Johan Wolfgang Von Goethe üzerine kısa bir söyleşi yapıyoruz. Plastik sanatlara ait eserlerin hazzı yanında hocamızla yaptığımız bu edebi sohbet ise içinde soluduğumuz sanat atmosferine yeni bir tat katıyor.
Bu ziyaretlerimiz ardından ayaklarımıza kara sular ininceye kadar kongre merkezinde nerdeyse izlemediğimiz sanat eseri kalmıyor. Özellikle öğrencilerimiz için büyük bir deneyim sunan bu etkinlik 7 Kasım Pazar günü saat 20.00’de sona erecek. Bir Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi için bu imkânın değerlendirmesi, kendisine yeni benlikler katma deneyimi yaşaması açısından çok kıymetli… Diğer yandan her yaşın besleneceği ve ruhuna renklerin dolacağı bir deneyim olması bakımından kucaklayıcı bir etkinlik. Muhakkak gidilmeli…