Doktora tezinizde hangi konuya odaklandınız ve bu konuyu seçme süreciniz nasıl gelişti?
Doktora tezimde yapay zekâ teknolojisi olan Deepfake’in işleyişine ve sanat, tasarım, medya alanlarında gelecekteki kullanım niyetine odaklandım; objektif ve eleştiriler bir bakış açısıyla değerlendirmelerde bulundum.
Doktora ders dönemi sürecimde araştırmalarım ve çalışmalarım sanat ve tasarım dinamiklerinin günümüz teknolojileri ile değişim sürecini ele alan çalışmalardı. Çağdaş sanat müzelerinde sergileme pratiklerinin nasıl evrimleştiğini, teknolojinin sanat ve tasarım çalışmalarını nasıl dönüştürdüğünü ve bu değişimin çalışmaların algılanma ve deneyimlenme biçimini nasıl etkilediğini inceledim.
Araştırmalarım beni, bazı temel sorulara yöneltti. Değişen teknolojiler ve yapay zekâ sanatın ve tasarımın tanımını ve sınırlarını nasıl yeniden şekillendiriyor? Sanatçılar ve tasarımcılar, bu dinamik ortamda yeni yaratım araçlarına ve ifade biçimlerine nasıl bakıyor? Gelecekte kullanımı ve işlevi ne yönde olacak? Teknolojinin etkisiyle sanat ve tasarımın toplumdaki rolü ve işlevi nasıl değişiyor?
Temelde alanım animasyon (canlandırma) olduğu için tez danışmanım ile görüşmelerim sonucunda yeniden canlandırma temelli deepfake üzerine çalışmaya karar verdim. Deepfake'in güncel bir teknoloji olması, sunduğu yeni imkânlar ve yarattığı etik tartışmalar bu çalışmanın temelini oluşturdu.
Akademik çalışmalarınızı şekillendirirken en çok ilham aldığınız kaynaklar veya teorik çerçeveler nelerdir?
Deepfake, sanal gerçeklik ve yapay zekâ gibi gelişmiş teknolojilerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan, hipergerçek bir ortam yaratarak gerçekliği manipüle eden bir teknolojidir. Bu yönüyle, tezimin temelinde simülasyon kavramı yer almaktadır. Bu bağlamda, beni en çok etkileyen kaynaklar Jean Baudrillard'ın çalışmaları ve bu çalışmaları yorumlayan Oğuz Adanır'ın eserleri olmuştur. Özellikle Baudrillard'ın simülakrlar ve simülasyon üzerine teorileri, derin sahtenin yarattığı sanal gerçeklik algısıyla örtüşmektedir.
Ayrıca, Theodor W. Adorno'nun sanat ve estetik anlayışı da tezimi geliştirirken ilham aldığım kaynaklar arasındadır. Adorno'nun, kitle kültürünün ve popüler medyanın gerçekliği nasıl yozlaştırdığına dair eleştirileri, derin sahtenin potansiyel tehlikelerini kavramamda yardımcı olmuştur.
Tezin teorik çerçevesi ise sayısal fotoğrafçılığın ve canlandırmanın gelişimine dayandırılmıştır. Deepfake, oldukça yeni bir alan olması sebebiyle tezi yazmaya başladığım dönemde bu konuda Türkçe kaynak bulmak oldukça zordu. Bu anlamda ağırlıklı olarak yabancı kaynaklara başvurmak zorunda kaldım.
İlerideki akademik çalışmalarınızda hangi alanlarda derinleşmeyi planlıyorsunuz?
Yapay zekâ alanında gerçekleşen gelişmeler beni heyecanlandırıyor. Tasarım anlamında da sürekli gelişen ve değişen dinamikler var. Bu alanda araştırmalarıma ve uygulama çalışmalarıma devam edeceğim.
İletişim ve tasarım alanında öğrencilerinizi nasıl yönlendiriyor ve ilham veriyorsunuz?
Öncelikle tüm öğrencilerimizin meraklı olmalarını istiyorum. Soru sormaktan ve farklı bakış açılarını keşfetmekten çekinmemeleri için teşvik ediyorum. Merak, öğrenmenin ve yaratıcı düşünmenin temelini oluşturuyor. Bizim alanımız oldukça güncel gelişmeleri takip etmemiz gereken kendini yenileyen bir alan. Bunun olumlu ya da olumsuz yönleri tartışma konusu olsa da haberdar olmamız ve uzak durmamamız gerekiyor. Farklı disiplinlerden ve bakış açılarından bilgi edinmelerine teşvik ediyorum. Bu sayede daha geniş bir bakış açısı kazanabilir ve daha yaratıcı çözümler üretebilirler.
Bu noktada elimden geldiğince gerek çalışmalarımla gerek bilgi birikimimle ilham olmaya çalışacağım.