İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü 2019 mezunumuz iç mimar/mimar İlayda Özdemir 18 Şubat 2021 tarihinde İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Rehberlik Uzmanı Elif Aluç Gülşen moderatörlüğünde Instagram üzerinden yayınlanan “Spot Işıkları: Gelecekteki Mesleğimi Mezunlardan Dinliyorum” isimli canlı yayın programına davetli konuşmacı olarak katıldı.
İGÜ Rehberlik birimi tarafından Ocak ayının ilk haftasından itibaren başlatılan canlı yayın serisi “Spot Işıkları Programı”nın bu haftaki konukları İGÜ Sosyoloji Bölümü mezunu Burcu Erdoğan, Havacılık Yönetimi/Uluslararası Lojistik Bölümü mezunu Seray Korkmaz ve İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı/Mimarlık Bölümü mezunumuz İlayda Özdemir’di. Mezunumuz İlayda Özdemir program boyunca İGÜ bünyesindeki eğitim hayatından ve Mimarlık Bölümü’nde yaptığı Çift Anadal Programı (ÇAP)’ndan bahsetti.
Moderatör Elif Aluç Gülşen programa “mezunlarımızın hala üniversitemize bağlı olması, onlarla iletişime geçebiliyor olmamız çok güzel bir şey” sözleriyle başladı. Mezunumuz İlayda Özdemir’e ise ilk sorusu iç mimarlık ve mimarlık arasındaki fark oldu. Söz konusu farkı İlayda Özdemir şöyle açıkladı:
“Aslında iç mimarlık ve mimarlık birbiriyle çok bağlı meslekler. Mimarlığı bir küpe benzetebiliriz. Belli taşıyıcıları, belli bir oranı, belli kuralları var. İç mimarlık ise bu küpü alıp, taşıyıcılarını ve küp özelliğini bozmadan onun içine tamamen sizin yaratıcılığınıza bağlı bir strüktür oluşturmak, ona bir renk, bir ışık, bir doku kazandırmak gibi; biraz daha ruha dokunmak gibi düşünebiliriz.”
Mezunumuz, moderatörün “iç mimarlık bölümünü nasıl/neden tercih ettiniz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Aslında iç mimarlık aklımda yoktu. 7 sene kadar resim kursuna gitmiştim, resim çiziyordum. Daha sonra bir hocamın tavsiyesiyle fikir değiştirdim ve iç mimarlık bölümünü seçtim. İç mimarlık okumaya başlayınca her şeyin bir tasarım olduğunun farkına vardım. Oturduğumuz sandalyede bile belli bir oran var, 1 cm yüksek yaptığınızda bir saat sonra ayaklarınız uyuşabiliyor. Yani aslında her şeyin bir dengesi var. Evet hepimiz hayatın üzerinde yürüyoruz ama iç mimarlar ve mimarlar hayata daha farklı bakıyorlar. Her şeyi bir tasarım olarak görüyorlar.”
İlayda Özdemir, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencisi olarak Mimarlık Bölümü ile Çift Anadal (ÇAP) yapma süreci ile ilgili deneyimlerinden de bahsetti:
“Zorlandım diyebilirim. Şu anlamda zorlandım. Ben okurken aynı zamanda çalışıyordum. Sabahlara kadar iki fakülte, iki bölüm arasında gidip gelmek çok zordu. Devamlı bilgisayar başındasınız, devamlı bir şey düşünmek zorundasınız. Derste proje görseniz bile dersten sonra o projeyi düşünmeye, fikir üretmeye devam etmek zorundasınız. Yani bu süreç hayatımın içine geldi, yerleşti ve gecem gündüzüm birbirine karıştı diyebilirim. Ama jürilerden sonra gelen rahatlama hissi ise paha biçilemez. Jürilerden sonra tüm yorgunluğum gidiyordu.😊”
Son olarak Gelişim’de olmuş olmanın iş hayatında sağladığı avantajlar hakkında şunları paylaştı:
“Çok yerinde bir soru oldu bu. Çünkü şu aralar çok fazla karşılaştığım bir konu. Akademik anlamda hocalar çok donanımlı, çok başarılı insanlar ama şu da çok önemli bu noktada: piyasanın nabzını tutabilmek. Çünkü mimarlık öyle bir meslek ki sabah uyandığınızda yepyeni bir malzeme, yepyeni bir teknoloji çıkmış olabiliyor. Öğrenci iken bunları araştırırım, görürüm diye düşünüp öteleyebiliyorsunuz. Ama hocalarınızın sizi bu anlamda yönlendirmesi çok önemli. “İlayda evet müfredat bu, ama piyasa da bu” şeklinde size yol göstermesi gerekiyor. Hocanız da zaten piyasanın içinde ise bunu size çok rahat bir şekilde aktarabiliyor. Bu yüzden Gelişim’de okumuş olmamın bana çok şey kattığını söyleyebilirim.”
Mezunumuz İlayda Özdemir’e bölüm öğrencilerimize aktardığı bilgiler için teşekkür eder, mesleğinde başarılar dileriz.
Program kaydını izlemek için
tıklayınız.