Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Önerileriniz için   İGÜMER
 Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr

Görsel İletişim Tasarımı








 Mezunlarımızla buluştuk: Melek Gülşen ve Enes Dalgıç ile röportaj


İstanbul Gelişim Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü olarak, mezunlarımızla bağlarımızı güçlendirmeye ve başarı hikâyelerini paylaşmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, bölümümüzden mezun olan ve kariyerlerini akademik ve profesyonel alanda sürdüren iki değerli isimle bir araya geldik: Melek Gülşen ve Enes Dalgıç.


Melek Gülşen, lisans eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra yaratıcı sektörlerde adından söz ettirmeye başladı. Tasarım alanındaki üretimleriyle dikkat çeken Gülşen, aynı zamanda yüksek lisansa başlarken; sektöre dair deneyimlerini genç tasarımcılarla paylaşmaya devam ediyor.
Enes Dalgıç ise lisans eğitiminin ardından yüksek lisans yolculuğuna IGÜ’de devam ediyor. Akademik çalışmalarının yanı sıra freelance projeler ve dijital medya tasarımı alanındaki üretimleriyle de aktif bir kariyer sürdürüyor.
Bu keyifli röportajda mezunlarımızın eğitim süreçleri, sektöre atılma hikâyeleri, karşılaştıkları zorluklar ve geleceğe dair hedefleri üzerine konuştuk.
 
1. İstanbul Gelişim Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde geçirdiğiniz süre size neler kattı?
 
Enes: Ben, 2019–2023 mezunuyum. Pandemi dönemi öğrenciliğimin tam ortasına denk geldi ama bu süreç bana özellikle bireysel çalışmada disiplinli olmayı, kendi üretim süreçlerimi yönetmeyi öğretti. Uzaktan da olsa birçok proje geliştirdik arkadaşlarımla. O kadar zor zamanlarda bile okulum bana bu imkanları sundu. Bir taraftan da yarı zamanlı olarak çalışıyordum ve diğer taraftan okulumuzda derslerden kalan vakitte etkinlikler ve festivaller düzenliyorduk. İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde sadece teorik eğitimler olarak değil, sosyal anlamda da çok şey kazandım.  Canım hocalarım, teorik altyapıyı pratiğe dönüştürmemiz için bize fırsatlar sunan, piyasaya çok yönlü işler yapmış ve aynı zamanda sektöre yönelik üretim odaklı bir yaklaşıma sahipti. Bu da bizi okuldan mezun değil, çok yönlü birer tasarımcı gibi uğurladı. 
 
Melek:  360 derece mesleki hazırlık diyebilirim, hep derim üniversite son viraj burada aldıklarınız kalan yıllarınızın şekillenmesine yardımcı olacak. O yüzde almayı bilmek gerek. Katıldığım her bir ders ve etkinlik beni aşama aşama şu anki halime hazırladı. 
 
2. GSF’de aldığınız eğitimin kariyerinize katkılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Enes: GSF’de aldığım eğitim, tasarıma yalnızca estetik bir gözle değil; stratejik, kavramsal ve iletişimsel bir bakış açısıyla yaklaşmayı öğretti. Bu sayede, sektörde çalışmaya başladığımda bana büyük avantaj sağladı. Özellikle sosyal medya, içerik üretimi ve grafik tasarım gibi alanlarında, okulda edindiğim bilgi birikimini doğrudan sahaya taşıyabildim.
Bunun yanında, öğrenciyken bir yandan da sektörde yarı zamanlı çalışma fırsatı bulmam ve hatta lisansımın son döneminde yayıncılık kariyerime başlamam, teorik bilgiyi gerçek projelerde sınama imkânı tanıdı. Okul ve iş hayatını aynı anda yürütmek bazen zorlayıcı olsa da, mezun olduğumda kendimi sıfırdan başlıyor gibi değil, devam ediyormuş gibi hissettim. Bu tempoyu kaybetmeden de yüksek lisansıma başlamış oldum.

 
Melek: Çok yönlüyüm, sanırım en sevdiğim yanı bu. Havuzda pek çok dersimiz var ve siz nereye yönlenmek isterseniz o şekilde ders seçimi yapabilirsiniz. Bir de projeler şu an geri dönsem daha da fazlasına katılırdım. Kişilik gelişimimde çok yardımı oldu bir ekipte bulunmak parçası olmak ve sorumluluk almak.
 
3. Mezun olduktan sonra akademiye veya sektöre geçiş süreciniz nasıl şekillendi?
 
Enes: Sektörle tanışmam aslında lisans dönemimin son yılında başladı. Mezun olmadan sektöre ilk adımımı attım. Bu deneyim, mezuniyet sonrasındaki geçiş sürecimi çok daha kolay ve hazırlıklı hale getirdi. Mezun olduktan sonra tam zamanlı olarak çalışmaya devam ettim. Aynı zamanda tasarımın yayıncılık tarafına olan ilgim beni yüksek lisansa yöneltti. Şimdi hem aktif olarak çalışıyor, hem de akademik araştırmalarıma devam ediyorum. Bu iki alanın birbirini dengelemesi beni hem pratikte hem de teoride geliştirmeye devam ediyor.
 
Melek: Ben 3. sınıftan itibaren çeşitli ajanslarda çalışmaya başladım, bana göre değillerdi bunu staj zamanı deneyimlemek benim hayatımda +3-5 sene demek. Kurumsala daha yatkın olduğumu fark ettim, yaklaşık 3 yıldır bir şirkette tasarım departmanında sorumluyum, mutluyum. Akademi kısmı ise benim üniversiteye ilk adım attığım günden beri istediğim şeydi, bir yandan yüksek lisans yapıyorum yani bu yola hazırlık içerisindeyim.
 
4. Öğrencilik döneminizde sizi en çok etkileyen ders ya da proje neydi?
 
Enes: İletişim Tasarımı ya da şimdiki adıyla (Görsel İletişim Tasarımı) bölümü ağırlıklı olarak Multimedya derslerini barındırıyor aslında. Bizim de her dönem farklı hocalardan ders alıp farklı bakış açıları kazanmamız büyük bir şans oldu.  2. Sınıf Multimedya dersimizde bir Marka Kitabı “Brandbook” yapmamız sıfırdan bir kurumsal kimlik kurma sürecini keşfetmemiz açısından beni çok etkilemişti. Diğer taraftan “Film Atölyeleri” projesinde yer alıp anadolunun farklı köşelerinde öğrencilerle bir araya gelmek inanılmaz bir deneyim oldu bana. Bugün onların etkilerini mutlaka çalışmalarımın bir köşesinde hissediyorum.
 
Melek: Net cevabım fakülte bültenidir. Bölüm başkanım bana bu teklifle geldiğindeki anımı hiç unutmuyorum bir işin büyük bir parçası olmak.. O proje hem beni çok iyi yerlere getirdi hem de diğer fakültelere örnek oldu.
 
5. Tasarım sürecinizde en çok nelere dikkat edersiniz? Size ilham veren şeyler neler?
 
Enes: Tasarım sürecimde ilk dikkat ettiğim şey, neyi kime anlattığım. Yani tasarımın bir amacı, bir hedefi olmalı. Sonrasında o mesajı en doğru ve sade şekilde nasıl aktarabilirim, bunun üzerine yoğunlaşıyorum. Kullandığım ögelerle mesajı anlatmadan mesajı vermeye çalışıyorum karşı tarafa. Renk uyumu, tipografi dengesi ve boşluk kullanımı gibi görsel unsurlarda net, sade ve temiz bir dil yakalamaya çalışırım.
İlham konusunda ise çok katı kurallarım yok. Bazen bir kitap kapağı, bazen bir sokak afişi, bazen bir müzik fikrin kapısını açabiliyor. Zihinsel olarak açık kalmak, bence en iyi ilham kaynağı.

 
Melek: Benim her sabah tasarım sitelerinde gezmek gibi bir rutinim var bunun beni beslediğini düşünüyorum. Kimler ne yapmış, tasarım nereye evriliyor bir bardak kahve içersen mutlaka didiklerim. 
 
6.  Şu anda üzerinde çalıştığınız projelerden bize biraz bahsedebilir misiniz?
 
Enes: Şu anda bir İthaki Yayın Grubu’nda  sosyal medya ve video içeriklerinin yanı sıra dijital ve baskı tasarımları  üzerine çalışıyorum. Kitapların ruhuna uygun görseller ve hareketli videolar üretmek, her seferinde o kitaba adım atmak gibi geliyor bana. Her kitap için özgün bir iletişim dili kurmaya çalışmak, tasarım açısından oldukça besleyici. Bazen herkesin merakla beklediği ismen tanınmış kitaplar için reklam ve pazarlama sürecini detaylı bir şekilde çalışmamız ve süreç için plan oluşturup proje haline getirmemiz gerekebiliyor. Yoğun ama eğlenceli süreçler yani. Aynı zamanda okulumuzda yüksek lisans tez sürecindeyim. Tezimde, sosyal medya platformlarında yayınlanan hareketli kitap reklamlarını göstergebilimsel açıdan inceliyorum. Akademik üretim ve sektörel pratik arasındaki bu dengeyi kurabilmek benim için hem öğretici hem de ilham verici.
 
Melek: Yakın zamanda yeni açılacak bir deneyim merkezi için logo tasarımı yaptım, çok temiz ilerledik 2. toplantıda teslim ettim. Elime gelen briefler doğrultusunda araştırma yaparak başladım, rakip firmalara baktım, eskizler çizdim. Bizim en çok düştüğümüz yanılgı çalışmamıza gerek yok fikri. Hayır bir sporcu gibi her gün pratik yapmamız lazım. 
 
7. Freelance çalışmak, ajans deneyimi ya da akademik alanda üretmek... Sizce mezunlar için hangi yollar daha avantajlı?
 
Enes: Bence bu sorunun tek bir doğru cevabı yok çünkü herkesin çalışma tarzı, beklentisi ve ritmi farklı. Ajanslar tempolu ama öğretici olur; freelance daha esnek ama disiplin gerektirir; akademik üretim ise düşünsel anlamda derinleşmeyi sağlar.
Ben hepsine bir noktada dokundum belki ve şunu fark ettim: Kendi yolunu ancak deneyerek bulabiliyorsun. Mezuniyet sonrası hemen doğru yere düşmeyi beklememek gerek. Bazen birkaç yol denemek, aslında ne istediğini anlaman için en sağlıklı süreç oluyor. En güzeli, ne yaparsan yap; üretmeye ve öğrenmeye açık kalmak. Bizim alanımızın belki yorucu ama en büyük şansı asla tek bir yelpazeden bakmamak ve birçok tasarım prensibine değinmek. Bu bakımdan bizim kendimizi çok fazla konuda geliştirmemiz ve tek bir alana hakim olmamamız gerektiği kanısındayım. Nitekim yapay zekâ, belki de en çok bizim alanımıza nüfus etmiş durumda. İşimiz zor, bir taraftan da kolay.

 
Melek: Bu mesleği seçerken büyük bir öngörüde bulunmuştum aslında “bilgisayarımın olduğu her yerde çalışmak” malum pandemi sonrası farklı bir ülkeden dahi çalışabilir hale geldik. Freelance bu konuda en avantajlı olanı ancak onun da sürekliliğini sağlamak, giderleri karşılamak, faturaları kesmek gibi tüm resmi ve stresli işleri size ait. Ajanslar nispeten iyi zaman mekan sınırlamaları pek yoktur, tabii mesai de.. Ayrıca pek çok yaratıcı kişi ile çalışacağınız için ufkunuz genişler herkes bir dönem deneyimlemeli derim. Akademi bence bir tutku.. Bu iş sevmeyenin tutunabileceğini düşünmüyorum. Son seçenek girerim gibi bir mantıkla asla gelmemeliler. Sektörde iyi işler üretmiş, çok kez başarısız olmuş, deneyim aktarabilecek kişiler burada mutlu olabilirler.
 
8. Lisans sonrası yüksek lisansa devam etmeye nasıl karar verdiniz?
 
Enes: Aslında ben akademik alana yönelme kararımı daha lisansa başlamadan önce vermiştim. Tasarımı sadece uygulayan değil, üzerine düşünen, araştıran ve bilgi üreten biri olmayı hep istedim. Ama aynı zamanda biliyordum ki bizim alan sadece teoriden ibaret değil. Uygulamayı, üretim sürecini, iş akışını anlamak için sektörde deneyim kazanmak çok önemliydi. Bu yüzden lisans sürecimde ve sonrasında sektörde aktif biçimde yer almaya çalıştım. Bu süreçte hem sektörden gelen deneyimlerimi akademik zemine taşıyor, hem de tasarımı daha kapsamlı ve eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmeyi öğreniyorum. Akademik kariyer yolculuğumu da bu birikimle daha sağlam noktalara getirmek istiyorum. 
 
9.  Bu alana yeni adım atacak öğrencilere ne önerirsiniz?
 
Enes: Şunu söyleyebilirim: Bu alan çok geniş ve çok yönlü. O yüzden başta her şeyi aynı anda öğrenmeye, mükemmel olmaya çalışmayın. Deneyin, yanılın, kendinize alan tanıyın. Farklı disiplinlerle temas kurun, bol bol üretin ve paylaşın. Kusursuz olmak zorunda değiller. Sadece kurcalayın ve yapmaya çalışın. Şu bir gerçek ki: günün sonunda bir işi teslim etmek zorundayız.
Bölüm derslerimiz oldukça besleyici. Fakat tabi ki tek başına yeterli olmuyor. Bir Sosyal Sorumluluk Projesi olur, etkinlik olur, katılın. Hatta birilerinin kurmasını beklemeye de gerek yok. Sizin organize etmeniz de çok önemli oluyor. Bulmak kolay demiyorum ama Freelance bir iş bulup tecrübe edinmeye en kısa yoldan başlamak çok mühim.Gerçek deneyim, sınıfın dışında kazanılıyor çoğu zaman. Ve en önemlisi: Kendi yolunuzu başkalarıyla kıyaslamadan bulun. Çünkü tasarım sadece teknik değil, aynı zamanda kişisel bir dil ve yaklaşım meselesi.

Melek: Nefis zevkli ve gelecek vaat eden bir bölüm, tek bir dersten dahi bir iş kolu yaratabilirler. Benim dönem arkadaşlarımdan, pek çok farklı iş üreten kişiler var ama hepimiz aynı bölüm mezunuyuz. Ancak sürekli pratik yapmaları gerektiğini unutmamalılar.
 
10.  Gelecekte kendinizi nerede görüyorsunuz? Yeni hedefleriniz neler?
 
Enes: Uzun vadede akademik alanda kalmak ve bildiklerimi başkalarına aktarmak istiyorum. Tasarımın sadece bir meslek değil, düşünsel bir üretim biçimi olduğunu anlatabilmek benim için çok değerli. Bu yüzden hem eğitim vermek hem de üretmeye devam etmek hedefim.
Kısa vadede ise niyetim yurtdışı deneyimi ile kendime farklı perspektifler katmak. Farklı kültürlerde tasarımın nasıl ele alındığını görmek, algımı açacaktır. Aynı zamanda kendi uzmanlık alanımda ilerleyip hem akademik hem sektörel anlamda daha nitelikli işler üretmeyi hedefliyorum. Akademide ne kadar ilerlesem de kendimi sektörden uzaklaştırmak istemem. 
 
Melek: Gelecekte kendimi akademide görüyorum bunun için şu an hazırlık halindeyim.