Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr

İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı








 Arş. Gör. Merve Karadaban, Birey ve Mekân Dersine Konuk Oldu


İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Arş. Gör. Merve Karadaban 5 Nisan 2022’de İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde “Birey ve Mekân Dersi”nde yüksek lisans tezinin sunuşunu gerçekleştirdi.


İç Mimarlık ve Çevre Bölümü Arş. Gör. Merve Karadaban, 5 Nisan 2022 tarihinde İstanbul Ticaret Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü’nün Öğr. Gör. Pınar Geçkili Karaman'ın yürütücülüğünü yaptığı “Birey ve Mekân Dersi”nde yüksek lisans tezinin sunuşunu gerçekleştirdi.  Birey ve Mekân Dersi’nde, birey ve mekân arasındaki etkileşim sürecinin farklı yönleriyle ve çevresel psikoloji disiplini çerçevesinde incelenmesi, farklı ölçek ve işlevlerdeki mekânların tasarım süreçlerinde kullanıcı faktörünün irdelenmesi ve öğrencilerin kullanıcı beklentilerini dikkate alan mekânsal kalitenin sağlanabilmesine yönelik konular hakkında genel bilgilere ve yöntemlere sahip olması amaçlanmaktadır.

Arş. Gör. Merve Karadaban, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimari Tasarım Yüksek Lisans Programı’nda Doç. Dr. Fatma Erkök’ün danışmanlığında tamamladığı “Delikli Bir Kent Olarak İstanbul’a Bakmak: Kentin Müphem Alanlarına Dair Bir Araştırma” başlıklı yüksek lisans tezi üzerine yaptığı sunuş ile ilgili duygu ve düşüncelerini şu şekilde paylaştı:

“2020 yılında Doç .Dr. Fatma Erkök danışmanlığında tamamlamış olduğum tezim ‘Delikli Bir Kent Olarak İstanbul’a Bakmak: Kentin Müphem Alanlarına Dair Bir Araştırma’ hakkında gerçekleştirdiğim sunuşta sanayisizleşme süreci hakkında toplamaya çalıştığım bilgileri ve bu bilgiler ışığında İstanbul’un dönüşümünü anlama çabamı ifade etmeye çalıştım. Delikli kent aslında kapitalist kentin bir çelişkisinin tezahürü, tutarsız bir gelişimi olarak tanımlanıyor. Bir taraftan kent çeperlerinde bulunan kırsal alanlar kent içerisine dâhil edilirken, öbür taraftan da kent içerisinde bulunan arazilerin öngörülmeden çözülmesi; çoğu zaman da kırsal bir görünüme dönüşmesinden bahsediyoruz aslında. Bu anlamda kentsel alanın kırsalmış gibi duruşu, kırsal alanın kentsele doğru yaklaşması gibi bir muğlaklaşmadan, birbirine dönüşme hâlinden ama yine de bir kente ya da kıra dönüşmeme; arada kalma durumundan bahsediyoruz. Bu çalışmayı yaparken de bu çatlaklar olumludur olumsuzdur diye bakmak yerine “bu çatlaklar nasıl oluşuyor?”u (BU ŞEKİLDE OLMALI) anlamaya çalıştım diyebilirim. Tez sürecimde cevabını bulmaya çalıştığım ve derste de aktardığım, ‘kentsel büyüme, kentleşme, sanayileşmeden sanayisizleşmeye geçiş ve müphem alan’ hakkındaki bilgiler umarım öğrenciler için ilgi çekici olmuştur.”

Arş. Gör. Merve Karadaban’ı tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.