Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr

Radyo Televizyon ve Sinema








 Kusur Hakkı No.3 Sergisi Erişime Açıldı!


İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF), Radyo Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Emre Doğan’ın, 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı, Görsel İletişim Tasarımı II dersi öğrencileri ile beraber hazırladıkları Kusur Hakkı No.3 çevrimiçi sergisi erişime açıldı.


Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Emre Doğan küratörlüğünde daha önceki yıllarda ilk ikisi düzenlenen Kusur Hakkı sergilerinin üçüncüsü, İstanbul Gelişim Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Görsel İletişim Tasarımı II dersi öğrencileri ile beraber geliştirildi. Sergide, Dr. Öğr. Üyesi Emre Doğan’ın eserlerinin yanı sıra dersi alan öğrencilerden Arda Can Serin, Kardelen Gamsız, Mohammed Ghelichi, Sergen Akın ve Yaren Kaya’nın eserleri yer aldı.
 
“Bir Şey Çok Güzelse Güzel Değildir”

Çevrimiçi erişime açılan serginin manifestosu sosyolog Jean Baudrillard’dan yola çıkarak oluşturulmuştur:

“Baudrillard’ın metinlerinde, metin ve satır aralarında ve hatta belki de sözcük aralarında örmüş olduğu kusur ve gerçeklik veya kusur ve yaşam ikiliklerine dair bir açılımlamaya örnek üretmek gerekirse ‘oyun hamuru metaforu’ ismiyle hatırlanabilecek bir ‘uydurum’dan bahsedilebilir. Bu metafor, ‘creationistler’in kusursuzluğa dair tatsız ütopyasına oldukça ters ve hatta ‘anti’ bir konumda, bu anlamda belki de bir eğitim niteliğindedir. Buna göre bir oyun hamuru ele alındığında ve avuç içinde sıkılmaya başladığında parmaklar arasından ve elin yarıklarından/kıvrımlarından fışkıradurur. El açıldığında oyun hamuru ismi verilen ‘şey’ elin şeklini almıştır. Sorunsal da tam olarak buradan filizlenir: Tarihsellikten yoksun bir ‘bakma’, oyun hamurunun ergonomik yapısını ‘uyum’la izah eder/etmeye çalışır/ettiğini sanır. Elde tutulan şey adeta bir ‘tasarım’dır, minare kılıfına uygundur. Geriden bakmayı öğrenmiş bir ‘bakma’ ise ortaya çıkan şekildeki, daha doğrusu şeklin hafızasındaki sıkışmayı, çarpışmayı, kızışmayı ve sonrasındaki ‘sönüşme’yi bilir, hiç olmazsa tahmin eder. Din ve bilim arasındaki sokak kavgasının da alt-metni buradadır.

Baudrillard’a göre gerçeklik tasarlanamaz. Zira tasarımın ana amacı kusursuz olmaktır. Bu nedenle tasarlanarak gerçek olunamaz. Gerçek; sıkışmayı, çarpışmayı, kızışmayı ve sonrasında ‘sönüşme’yi içermelidir. Nedir bunlar? Kusuru ortaya çıkaran tüm ‘olamamalar’: Üçüncül hasarlar, dolup taşmalar, doldurup boşaltmalar, boğulmalar, matematiksel bir düzeni olduğu zannedilen evrene karşı alınmış kalıcı mağlubiyetler. Hiçbir şeyi tasarlayamamaya/tasarlayacak olamamaya karşı melankolik bir teslimiyet.

Bu serideki tüm fotoğraflar tam olarak tasarlanmayan fakat tesadüfi de olmayan işlerdir. Hiçbir yanyana getirmeyi ‘gerçekliğe rağmen’ yapmamayı, becerikli ‘kusur’lar üretmemeyi, ‘güzellik’ denilen şeyi kusurdan izole düşünmemeyi ve pahasına bakmadan güzelliği alımlamamayı şiar olarak benimsemiş bir disiplinin sonucudur: Bir şey çok güzelse, güzel değildir. Bu fotoğrafların mottosu budur.”

Dr. Öğr. Üyesi Emre Doğan’ı ve sergide eserleri yer alan öğrencilerimizi tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.