Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr

İç Mimarlık








 Dr. Öğr. Üyesi Cansın İlayda Çetin Fotoğrafın İç Mimarlık Eğitimi Üzerine Etkisini Değerlendirdi


İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) İç Mimarlık, İç Mimarlık Ve Çevre Tasarımı Bölümlerinden Dr. Öğr. Üyesi Cansın İlayda Çetin fotoğrafın İç Mimarlık eğitimi üzerine etkilerini değerlendirdi.


Fotoğraf, gözlemci ile gözlemlenenin arasına giren ilk teknolojik yaratıcı araç olarak ifade edilmektedir. Tasarımcının ise gözlemleme eylemini tasarım sürecine dâhil etmesi gerekmektedir. Tasarımcı fotoğraf kamerası aracılığı ile kaydederek gözlemlediği ve elde ettiği görüntü sonucu, tasarlama eyleminin dinamiklerini yeniden kurgulayabilmektedir. Fotoğraf makinesi, ressamların, mimarların, içmimarların mekân analizi yapmak için, tasarlama eyleminde, etkileşim alanına giren teknolojik araç konumunda olduğu belirtilebilmektedir. Bu etkileşimin tasarımcıların, çeşitlenen resimdeki kurguları referansında ve tasarım kavramı odağında; tasarlama süreçlerine dâhil olmaktadır. Gerek yapılı çevrenin belgelenmesi, gerekse fotoğraflanmış yapıların yeni tasarımlara fikir ve ilham vermesi anlamında fotoğraf ve tasarım, iç içe geçmiş ve birbirini tetikleyen üretim alanlarıdır. Gerçekçilik ile kurduğu mekanik ilişki sayesinde fotoğraf, icat edildiği günden itibaren sunum teknikleri içinde öncelikli yerini hızla almıştır. Tasarlama faaliyetinin her aşamasında yer alan fotoğraf sanatı; kendini görselleştirme sürecine belirgin olarak dâhil edebilmektedir.

Tasarlama faaliyetine etkileri bu kadar belirgin olan fotoğraf sanatının, iç mimarlık eğitimi üzerine katkısı da oldukça belirgindir. Konu ile ilgili Dr. Öğr. Üyesi Cansın İlayda Çetin’in görüşleri şu şekildedir:

“Sanat modern yaşamın önemli bir gereksinimidir ve sanat eğitimi günümüzde önemli bir disiplin haline gelmiştir. Temel tasarımın gelişmesini sağlayan faktörlerden biri görsel algıyı etkin kullanabilme yetisidir. Tasarım süreci, karmaşık ve kapsamlı nesneler ve bu nesneleri oluşturan parçaları görsel olarak algılayabilme, anlamlandırabilme; analiz ve sentez süreçleri doğrultusunda yorumlayabilme ve bu yorumları görsel olarak ifade edebilme becerilerine odaklanmaktadır. Görsel sanatlar eğitimi ile bakmayı ve görmeyi bilen, gördüklerini özgün bir şekilde yorumlayan, hayal gücü gelişmiş, analiz yapabilen ve iletişim kurabilen bireyler yetiştirmek amaçlanmaktadır. Bu açıdan düşünüldüğünde, farklı niteliklere sahip öğrencilerin iç mimarlık/mimarlık eğitimi sürecinde çeşitli kazanımları olabilmektedir. Görsel algı üzerine odaklanan fotoğraf sanatı ele alınıp öğrencilerin genel olarak fotoğraf ile desteklendiği bir eğitim sonucunda bu algı sınıfındaki beceri seviyelerinin daha fazla olduğu düşünülmektedir. Bunun nedeni, fotoğrafın çeşitlilik sağlarken talimatsız bir araç olarak kullanılabilmesidir. Bu sayede görsel düşünce serbest bir şekilde gelişmektedir. Örneğin, temel tasarım öğeleri, temalar ve soyut grafiklerle projelerin öğelerinin arasındaki ilişkiler farklı bir açıdan görülerek yeniden belirlenebilir veya anlamlandırılabilir. Eğitim programı içinde fotoğraf ve mimari simbiyozu göz önünde bulundurularak görsel imgeler dâhil somut vakalarla ilgili tartışmalara dayalı çalışmalar da içeriğe katkı sağlayabilir. Özetle, fotoğrafın, tasarım sürecinde mekân algısı ve yaratıcılığın geliştirilebilmesi için kullanılmasının faydalı olduğunu düşünüyorum.”