Güzel Sanatlar Fakültesi - gsf@gelisim.edu.tr

İletişim ve Tasarımı








 İletişim ve Tasarımı Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Aslı Kasar ile Röportaj Gerçekleştirildi!


İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) İletişim ve Tasarımı Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Aslı Kasar ile röportaj gerçekleştirildi.


Merhaba Aslı hocam, öncelikle bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Bize kendinizden ve akademik olarak çalışmalarınızdan kısaca bahsedebilir misiniz?

Merhaba, ben teşekkür ederim. Küçük yaşlardan beri konuşmayı çok seven biri olarak hedefim hep iletişim okumak oldu. Haber spikeri olmak en büyük hayalim olduğu için 2009 yılında İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümünden mezun oldum. Okurken gerek Ticaret üniversitesinin yerel kanalında yaptığım spikerlik gerekse sektörde yaptığım seslendirmeler ile spikerlik konusunda hevesimi almaya başlamıştım. TRT haber merkezinde yaptığım staj yıllarında sektörde çalışma koşullarında çok ciddi değişimler yaşanması benim de bu mesleği yapmak isteme konusundaki algılarımı değiştirmeye başlamıştı. Bu esnada Marmara Üniversitesinde “Kişilerarası İletişim” yüksek lisans programı açıldı. Bu program benim çok ilgimi çekti, hemen başvuru yaptım ve kabul edildim. Bu süreçte TR1 kanalında “Şehir” adlı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu da yapmaktaydım. Aynı zamanda da yüksek lisans ders aşamasındaydım. Bu aşamada bilimle uğraşmanın küçüklükten beri hayalini kurduğum mesleğimi yapmaktan beni daha çok mutlu ettiğini fark ederek televizyonculuğu bırakarak akademiye yöneldim. 2011 yılında Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler Ana Bilim Dalına bağlı Kişilerarası İletişim Bölümü Yüksek Lisans eğitimimi bitirdikten sonra 2012 yılında bir vakıf üniversitesinde öğretim görevlisi olarak işe başladım. 2020 yılındaysa Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalına bağlı Halkla İlişkiler bilim dalında doktor unvanımı aldım. 

Akademik kariyeriniz haricinde sektörde yapmış olduğunuz çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

Bir önceki sorunuzda bahsettiğim gibi sektörde seslendirmeler ve bir yıl kadar bir süreyle de TR1 kanalında da “Şehir” adlı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptım. Bunların dışında TOKİ Emlak Yönetim çalışanlarına “Kurumsal İletişim” eğitimleri verdim. 

Tezinizde “İleri Bildirim” kavramı üzerine çalıştığınızı ve bu kavramı uluslararası literatüre kattığınızdan bahsetmiştiniz. Bunu biraz daha açabilir misiniz?

Yeni iletişim teknolojileri ile iletişim sürecinde söz konusu olan zaman ve mekân sınırlaması ortadan kalkmış ve geleneksel iletişim araçları ile gerçekleşen iletişimde sadece mesajın alıcısı olarak pasif konumda bulunan hedef kitleler, yeni iletişim ortamları ile iletişim faaliyetlerinde aktif hale gelmiş bulunmaktadır.  Bu bağlamda ilişki kavramının ve çift yönlü iletişimin öne çıktığı ve önemli olduğu günümüz koşullarında çift yönlülüğü sağlayan geribildirim kullanımı da büyük önem taşımaktadır. Ancak, günümüzde sosyal medyanın, dijital içeriğin ve mobil cihazların çoğalması, sürekli iletişim bekleyen hedef kitle, paydaş ve kamular oluşturduğu için bu talebi karşılamak için kurumlar, gittikçe daha da kısalan zaman çerçevelerinde, hedef kitleleri, paydaşları ve kamuları ile iletişimi sağlamak durumunda kalmaktadır. Aynı zamanda çoğu kurum hızla değişen, rekabetçi, düzensiz ve kaotik ortamlarda faaliyet gösterdiği için aktif bir şekilde etkili geribildirim almayı da zaman kaybı olarak algılamaktadır.

Bundan dolayı, küreselleşme ile birlikte zaman ve mekân sınırının ortadan kalktığı ve rekabet yarışının iyice hız kazandığı günümüz koşullarında, geribildirimin alıcıyı çok fazla boğmaması, alıcının bir kerede, geri besleme yükünü alma kapasitesini anlaması ve hızlı olması gerekmektedir. Ayrıca kurumlar, geribildirim alsalar dahi faaliyet gösterdikleri sistem içinde ekonomik, teknolojik, demografik, sosyal ve politik faktörlerden kaynaklanan sürekli değişen dış baskılar, kurumların iç sistemleri ve kontrol sistemleri üzerinde etkili olarak öngörülemeyen durumlara sebebiyet vermektedir. Bu öngörülemeyen durumlar ise kurumların faaliyetlerini etkileyebilmektedir. Bu sebeplere çözüm olarak, ileribildirim kavramını halkla ilişkiler veya kurumsal iletişim literatürüne kazandırarak, günümüz koşullarında değişen paradigmaya, kurumların uyum sağlayarak iletişim süreçlerinde etkili ve başarılı olmaları amaçlanmıştır.

“Patronunuzu Nasıl İkna Edersiniz? Çalışan-Yönetici İletişiminde İkna ve İzlenim Yönetimi” isimli kitabınızdan bize bahsedebilir misiniz?

Bu kitap, çalışanların iş yaşamında her gün karşılaştıkları en sık rastlanan güçlükleri ikna tekniklerini kullanarak nasıl aşabileceklerini ve çözebileceklerini göstermektedir. Profesyonel yaşamda çalışanların pasif olmaktan öte aktif katılımcılar olarak kendi iş çevrelerini etkilemeye yönelik etkin çabaları kurumsal davranış disiplininin önemli ilgi ve çalışma alanlarından birisidir. Kişilerarası etki tüm formlarıyla kurumsal yaşam dinamiği içinde sıklıkla kullanılmaktadır.
 
Bu dinamik yaşamda ikna konusu genel olarak, yönetici-yönetici, yönetici-çalışan ve müşteri ilişkileri çerçevesinde literatürde incelenmiştir. Ben ise, bu çalışmamda, çalışan-yönetici başka bir deyişle; aşağıdan yukarıya doğru iletişimde ikna teknikleri ve izlenim yönetimi sürecini inceledim. Kurumsal yaşamda etkili ve başarılı olmanın öğelerinden olarak algılanan ikna ve izlenim yönetimi taktiklerinin aşağıdan yukarıya doğru iletişimdeki önemini göstermeyi amaçlayan bu çalışmamda her iki konu ayrıntılı olarak incelenmiş ve bu konulara dair alanında kabul görmüş çoğu teknik çalışmada bir bütün haline getirilmiştir.
 
Günümüzde iletişimin ve medya sektörünün geldiği konum hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Günümüzde hızla değişen, yayılan, genişleyen bilgi ve iletişim teknolojileri günlük yaşam ve iş dünyası uygulamalarında ve iletişim sistemlerinde köklü dönüşümlere neden olmuştur. Yeni iletişim teknolojileri ile iletişim sürecinde söz konusu olan zaman ve mekân sınırlaması ortadan kalkmış ve geleneksel iletişim araçları ile gerçekleşen iletişimde sadece mesajın alıcısı olarak pasif konumda bulunan hedef kitleler, yeni iletişim ortamları ile iletişim faaliyetlerinde aktif hale gelmiş bulunmaktadır. Bu durum ise içerik üreten ve katılımcı olan bir hedef kitle yaratmıştır. Artık kurumlar, hem pazarlama faaliyetlerinde hem de ürün geliştirme ve yeni ürün oluşturma fikirleri aşamalarında hedef kitleyi dinlemenin öneminin farkına varmış durumdadır. Bu değişim, kimi kurumlar için görmezden gelinemeyecek bir tehdit unsuru halindeyken; kimi kurumlar içinse değerlerine değer katabilecek bir avantajın başlangıcı olmuştur. Bundan dolayı geleceğe emin adımlarla yürümek, çağı yakalamak, tüketicisiyle var olan bağını daha da kuvvetlendirmek veya yeni tüketicileri bünyesine katmak isteyen her kurumun ister amatör ister profesyonel olsun artık sosyal medyaya katılması da zorunlu hale gelmiş bulunmaktadır. Bu durum ise medya profesyonellerinin çalışma koşullarında, iş yapma biçimlerinde ve medya profesyonellerinin çalışma ilişkilerinde farklılıklar doğmasına neden olmuş, yeni medya ile birlikte yeni bir çalışan kesim de ortaya çıkmıştır. Yeni medya profesyonelleri olarak da tanımlanabilen bu yeni çalışan kesimi; bilgisayar teknolojilerine hâkim, esnek ve donanımlı çalışanları ifade etmektedir.

İletişim ve Tasarımı bölümü öğrencilerine söylemek istedikleriniz nelerdir? Bu alanda gerek sektörde gerek ise akademik olarak kariyerine devam edecek öğrencilere önerileriniz var mı?

İletişim ve Tasarım bölümü günümüzde yeni iletişim teknolojilerinin gelişimiyle birlikte değişen dünyada oldukça önem kazanan bölümlerdendir. Bir önceki soruda da konuştuğumuz gibi değişen paradigma medya profesyonellerinin çalışma koşullarında, iş yapma biçimlerinde ve medya profesyonellerinin çalışma ilişkilerinde farklılıklar yaratmıştır. Yeni medya profesyonelleri olarak da tanımlanabilen bu yeni çalışan kesimi; bilgisayar teknolojilerine hâkim, esnek ve donanımlı çalışanlardan oluşmaktadır. İletişim ve Tasarım bölümü okuyan öğrenciler ise hem iletişim alanındaki teorik bilgi donanımına hem de uygulama alanındaki bilgilere eş zamanlı sahip olmaktadır. İletişim alanında teorik bilgi ile bahsettiğim yeni iletişim teknolojilerine dair uygulamalı alanlarda eş zamanlı edinilen bilgiyse değişen paradigmaya uyum sağlayan çağa yakalayabilen ve böylece sektörün ihtiyaçlarına cevap verebilen aktif, başarılı iletişim ve tasarımcılar yetiştirmektedir.